Soma maden ocağındaki patlama kaza mı, memleketi kargaşaya sürüklemek için yapılmış bir sabotaj mı? İlgili makamlar, meseleyi bu tarafıyla da inceliyor olmalı. Cenab-ı Hak'tan şehit olan kardeşlerimize rahmet, yürekleri yanan ailelerine sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Freedom House'ın 2014 raporu "Dünyada Özgürlükler" başlığını taşımakta. Rapor okunduktan sonra daha fazla madde çıkartmak mümkün olsa da esas itibariyle iddiaları şöyle 1-Polis, gezi olaylarını takip eden gazetecileri hedef almıştır. 2-Başbakan Erdoğan'ın eleştirilmesinin asgariye indirilmesi için bir dizi uygulama yapılmaktadır. 3-Gazeteciler işten çıkartılmaktadır. 4-Dünyada en fazla tutuklu gazeteci Türkiye'dedir.
Adı geçen, 1941 yılında Washington, DC'de kurulmuş bir düşünce kulübüdür. Bu yılki raporuna göre dünya üzerinde basının özgür olduğu ülke sayısı 90, kısmen özgür olduğu ülke sayısı 58, özgür olmadığı ülke sayısı 47'dir.
Türkiye'ye nasıl baktığını yukarıda verdik.
Bakış böyle olunca takdir beklenemezdi.
Nitekim ortaya koyduğu iddiaları mesnet alarak Türkiye'yi özgür ülke statüsünden kısmen özgür basamağına düşürmüş... Raporda doğrular var, yanlışlar, belki kasıtlı mülahazalar da var. Neticede bu bir düşünce kulübü; yazdığı göz ardı edilmemeli. Fakat, bir BM güvenlik konseyi değil. AB parlamentosu da değil. AİHM hiç değil. Hak ettiğinden fazla itibar göstermek yanlıştır...
Acaba Türk hükümeti bu kuruluşa örtülü ödenekten 100 bin dolar bağışta bulunsaydı vaziyet ne olurdu? Basının en fazla hür olduğu memleketler arasına dahil edilmez miydik?
Orası böyle yazdı diye medyanın hâli ne iyileşir ne kötüleşir. Rapor dediği, birkaç araştırmacısının Türkiye'ye gelip kendi kafa dengi olan birkaç medya mensubu ile mülakatının kâğıda dökülmesinden başka bir şey değil.
Böyle bir raporun lüzumundan fazla lehinde veya aleyhinde yer almak üçüncü dünyalılıktır. Bizde benzer bir kuruluş ülkeler hakkında böyle bir derecelendirme yapsaydı acaba kim duyar, kim kaale alır, kim hakkında konuşurdu?
Elbette medyanın ve medya mensuplarının problemleri var. Bunlar neden TGC, barolar ve kendi sivil toplum teşkilatlarımız tarafından ele alınıp paylaşılmaz? Takdir ve tenkidin illa dışardan mı gelmesi lazım?
Freedom House, acaba şu sorularımıza cevap verebilir mi?
1. Soru:
-28 Şubat'ta manşetler genelkurmaydan telefon talimatıyla atılırken nerelerdeydiniz?
2. Soru:
-İçerde muhafazakâr gazeteciler olsaydı, bunları umur eder miydiniz?
3. Soru:
-Türkiye'de Başbakanın yüzüne karşı "taş yürekli" denildiğini, aleyhine "tımarhaneye!" diye manşetler atıldığını bilmiyor musunuz?