Bizim berber Adil Bey, eskiden mahalle komşumuz olup şimdilerde ailesiyle birlikte Atina'da yaşayan Yorgo Beye bir mektup yazmış. Malum Yunanlılar zorda. Hükümet bile kuramıyorlar. AB'nin patronları onları hayli hırpalamakta. Tekrar drahmiye geçme düşüncesindeler. Fakat patronlar, buna da razı değiller. Biliyorlar ki Yunanistan çözülme noktası olabilir. Orada bir çözülme başlayınca Akdeniz kıyıları boyunca İtalya, İspanya, Portekiz diye gidebilir. Hatta bu Yunanistan'ı müttefik olarak Rusya veya Çin'e kaptırma korkusu da yaşıyorlar. Yunan halkı hayli dertli. AB'ye gücenikler. AB'siz günleri hasretle yâd ediyor olmalılar. Yorgo Bey, her ne kadar 6-7 Eylül gibi müessif bir sebeple küçükken İstanbul'u terk etmiş olsa da daüssıla hasretiyle senede bir-iki memleket ziyareti yapmakta. O gelişlerinde Bomonti'ye uğrayarak Berber Adil'e de mutlaka bir İstanbul traşı olur. Bizim berber, bu zor günlerinde dostumuz Yorgo'ya bir mektup yazmış. Mektubu AB'den sorumlu devlet bakanlığı ele geçirmiş. Zarfı açıp mektubu okudukları yetmezmiş gibi bir de günlük gazetelerde neşretmişler. Şüphesiz ki bu özel hayatın gizliliğini ihlaldir. Bu suçtan dolayı bakanlık adına Egemen Bağış ve gazetelerin sorumlu müdürleri mesela Türkiye gazetesinden Behçet Fakihoğlu herhalde hakim önüne çıkacaktır! Satırlara gelince. Bir kere şöyle lezzetine vararak bir mektup okuduk. Şu bid'at yazışma usulü e mail'ler bu vadiyi kirletti. Halbuki eskiden selamla başlanır, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpülür, bizden de sual edecek olursanız'a cevaplar yazılır, çok samimi edebî örnekler verilirdi. Berber Adil Beyin mektubu o samimi mektuplardan bir hâtıra gibi olmuş. Adil Bey, eski komşumuz Yorgo Beye önce bizim 2001 krizini hatırlatıyor. Biz krizden çıktık siz de çıkabilirsiniz demek istiyor. Fakat asıl üzerinde durduğu ümit unsuru. Ümidinizi asla kaybetmeyin diyor. Doğrusu berberimiz çok da zarif bir üslup kullanmış. Daha düne kadar hepimiz aynı devletin teb'asıydık demiyor. Mahalle ve kapı komşuluğuna atıfta bulunmakta. Adil Bey, aynı zamanda bir arzusunu da ima ile ifade etmiş. Size diyor AB yardımcı olmak için arayışlar içinde. Ama biz de AB'de olsaydık size yardımcı olabilirdik. Kelin merhemi olsa başına sürer deyimini Yorgo da bilir. Kendileri AB'den kovalanmak üzere olan adamlar bize nasıl destek olabilsinler? Üstelik bizim Yunanlılara, Yunanistan'a yardımcı olmak için illa AB üyesi olmamız şart değil. AB günleri bizim hazan mevsimindedir. Referandum yapılsa halk, büyük ihtimalle AB'ye girmeyelim diyecektir. Biz, komşularımıza her zaman ve zevkle yardımcı oluruz. Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam-' Müslüman komşuları aç iken tok yatan bizden değildir!' demiyorlar. "Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir" buyuruyor, bir gamsızlığı kınıyorlar. Peki ne yapmalı? Gayet basit. Aramızda niçin sınırlar var? Atina niçin vize uygulamakta.