Prof. Bernard Lewis, İsrail'de çıkan Jerusalem Post ismindeki bir gazeteye mülakat vermiş. Lewis, tarihçi. Dünyaca tanınmış bir isim. Eserleri İslam Tarihi, Orta Doğu ve Müslümanlarla batı ilişkilerine dair. Bu şarkiyatçıyı/oryantalisti korkular sarmış. Taşıdığı korkuları da Avrupa'yla paylaşıyor. Bernard Lewis, vaki göçler ve demokrasinin sunduğu imkânlar sebebiyle İslamiyet'in çok geçmeden Avrupa'da hakim güç haline geleceğini haber vermekte. Bunu haber veriyor ve Avrupa'yı ikaz ediyor. Lewis'in iddiasına göre bu yükseliş karşısında Avrupalılar kendine güven duygusunu kaybetmekteler. Ona göre Avrupalıların kendi kültürlerine saygıları tükenmiştir. İddialarını daha da ileriye götürmekte. Profesör, Avrupalıların çok kültürlülük ve siyaseten doğruluk adına İslami değerlere teslim olduklarını söylüyor. Prof. Bernard Lewis, Avrupa'nın geleceğinin "İslamlaşan Avrupa mı, yoksa Avrupalılaşan İslam mı?" sorusuna bağlı olduğunu söylüyor. Bu tezin zaman içinde çok konuşulacağını sanıyoruz. Eğer gazete yalanlanmazsa haberde çok talihsiz ifadeler yer almakta. Şunlar sorulacak sorulardan birkaçıdır. Lewis, demokrasinin Avrupalılara farklı, Müslümanlara farklı mı uygulanmasından yana? Çok kültürlülüğe kapalı mı? Siyasetin dürüstçe uygulanması yanlış mıdır? Hakikaten Avrupalıda kendi kültürüne saygı bitmiş midir? En çok dikkat edilmesi gerekense Avrupa'nın geleceğine dair sorusu. İslamlaşan Avrupa mı? Avrupalılaşan İslam mı? Son soru külliyen yanlış. İslamiyet bütün müesseseleriyle orijinaldir. Devirden devire, kıtadan kıtaya göre değişmez. Asyalılaşan İslamiyet, Afrikalılaşan İslamiyet, Amerikalılaşan İslamiyet olamayacağı gibi Avrupalılaşan İslamiyet de olmaz. Olamaz. Mümkün değil. Öyle bir şey İslamiyet olmaz zaten. Müslümanlardaki değişimle dini birbirine karıştırmamak gerekir. Avrupa'nın İslamlaşmasına gelince... Bunu da kimse bilemez. Hakikaten gerek Hıristiyanlığın aslını yitirmiş olması, Avrupalı aydında kabul görmemesi, Avrupa'da nüfus artışının durma noktasına gelmesi, gerekse Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'dan Müslüman göçler alması Avrupa'nın nüfus profilini değiştirmiştir. Bugün 50 yıl önceden farklı. Bir 10 sene sonra profil daha da değişecektir. 10 sene sonra Almaya başta olmak üzere Avrupa hükümetlerinde birkaç Müslüman bakan yer alacaktır. Ancak, bunlar Lewis'in söylediği gibi radikal yollarla olmamakta. Radikalizme bir kayış yok. Eğer öyle olsaydı bizzat kendisi "İslamın Avrupalılaşması" sorusunu sormazdı. Müslümanların ilerlemeleri İslamiyet'in yükselişi olarak kabul edilmekte. Dile getirmeseler de fetihlerle yapamadığımızı göçlerle gerçekleştirdiğimiz kaygısına düşmekteler. Güney Kıbrıs, Bulgaristan ve Romanya AB'ye alınırken Türkiye için bahane üstüne bahane üretmelerinin derindeki amilleri Bernard Lewis'in sözlerinde saklıdır. Prof Lewis, kendi dindaşlarını paylamakta. Çanlar çalmakta.