Bir mektup

A -
A +

Önce şu mektubu okuyalım: "Merhaba, Ben Gülyaz, 16 yaşındayım ve size bu mektubu yazmak içimden geldi. "Ermeni Tehciri" doğum günüm için hediye edilmişti. Her gün okuyup anneme anlatırdım. Bu kitabı okumaktan çok gurur duyuyorum. Okumadan önce her Fransız gibi soykırıma ben de inanmıştım. İnanmak istememiştim ama gerçek diye kabul etmiştim. Fransızlar tabii ki Türkleri suçluyorlar. Haksızlığa kızıyorum. Keşke kitaptaki bütün bilgileri herkes öğrenip inansa. Bu konuda Jacques Chirac'a uzunca ders vermenizi çok isterim. Hepinize çok teşekkür ediyorum ve selamlarımı yolluyorum. Gülyaz." Mektup, TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu'na hitaben yazılmış. Prof. Dr. Halaçoğlu'nun "Ermeni Tehciri" isimli kitabını BKY-Babıali Kültür Yayıncılığı, çıkartmıştı. Bu kitap nasılsa biri eliyle doğum gününde Gülyaz'a ulaşmış. Fransız vatandaşlığına giren bir ailenin çocuğu olduğu anlaşılan Gülyaz, mektubu bir Fransız şehrinden gönderiyor. Gülyaz soyadı. Adını yazmamız uygun olmayabilir. Bir delikanlı. Bu delikanlının samimi ifadelerinden anlaşılıyor ki Fransız mekteplerinde bütün karşı koyma arzularına rağmen propagandanın tesirinde kalmış ve istemeye istemeye soykırıma inanmış. Sonrasını biliyorsunuz. Kitap eline geçince bölüm bölüm okuyup annesine anlatmış. Cümleye dikkat etmişsinizdir, "bu kitabı okumaktan çok gurur duyuyorum". Belli ki nefes alıp rahatlamış Fransız vatandaşı olduğu halde öğretmenleri, arkadaşları kim bilir neler demekte. Mektubu neden buraya aldık? Yurt dışındaki Türk nüfustan bile propagandalara kananlar vardır. Bir kitap bir Gülyaz'ı kurtardı. Ya diğer on binler ne olacak? Bırakınız Avrupalıları, dünyalıları, Ermenileri kendi çocuklarımızı bile kaybetmeye başlamışız. Birinci sebep bunu haber vermek için. İkincisine gelince herkes konuşur, en büyük de tezimizdir, üstelik de doğrudur, "bırakalım bu mevzuu tarihçiler tartışsın!!!". Öyleyse nerede ilmi çalışmalar. Neden bu gibi eserler desteklenmez? Neden Türkiye'yi tanıtma denince hep dans, gösteri, davul, zurna hatırlanır? Neden bu meselenin romanları, hikâyeleri, piyesleri, destanları yazılmaz? Yazılmaz çünkü hiçbir teşvik, ödül, destek yok. Şu kitaba dahi BKY sahip çıkmasaydı, unutulup giderdi. Ama çerden çöpten kitaplar yüz binler basılır da böylesi değerli eserler hâlâ 2 binlerde seyrederse Ermeni meselesi başımızı daha çok ağrıtır. Ne olur gelin... Ermenilerin şarkta, Yunanlıların garpta, İtalyanların, Fransızların Cenup'ta, İngilizlerin vs. İstanbul'da yaptıkları için edebiyat yarışmaları düzenleyelim. Düşmanlık için değil. İnsanlığa ortak miras olsun, hakikatler su yüzüne çıksın diye. Fakat her dalda birinciye bir daire verilecek. Ödül böyle olur. Diğer dereceler de buna yakın olmalı. Bunu devlet yapabilir. Ne diyoruz? Kitaplı kalkınmadan geçmeyen hiçbir kalkınma kalıcı olamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.