Bir savaşın en namert tarafı
17 Nisan 2013 01:00
O ülkenin bugünkü adı Myanmar, dünkü adlarıysa Burma ve Birmanya. Hindiçin'in batısında yer almakta. 50 milyon nüfuslu. 600 Bin km2 civarında. Halkı Budist. Myanmar'ın idari taksimatlarından biri de kuzeydeki Arakan veya diğer ismiyle Rakhine bölgesi. "Rohingya" denen Sünni Müslümanlar, mezkür Arakan eyaletinde yaşamaktalar. Toplam nüfusları 1 milyon 100 bin iken 1978'den beri Budist cuntanın şiddetli baskıları yüzünden Bangladeş, Malezya ve az miktarda da Tayland'a göç vererek 800 bine düşmüşler.
Halen 300 bin mülteci Bangladeş'te ve 24 bin mülteci de Malezya'da hayata tutunmaya çalışıyor. Şu olay yaşadıklarına dair en hafif misallerden biridir: 2009'da Tayland ordusu 190 kadar Rohingyalı mülteciyi botlara doldurup açık denizlere sürerek ölüme ittiğinde botların bazısı batmış, bazıları kayalara bindirmişti.
Rohingyalar, 2012'de Arakan eyaletinin kuzeyinde yer alan Budistlerin ırkçı temizlik eylemlerine maruz kaldılar. Kendisi zaten çok yoksul olan Bangladeş, bugün bu mültecilere destekte acze düşmüş vaziyettedir. BM Yüksek Komiserliği, mültecileri vatanlarına döndürmek için uğraştıysa da Myanmar'ın faşist Budistleri buna razı olmadılar.
Ne yazık ki demokrasi cepheleri bile Müslümanlara mesafeli. Myanmarlı kadın politikacı Aung san Suu Kyi şiddete müracaat etmeden cunta ile mücadele edip seçimleri kazanarak başbakanlığı hak etti. Ama, cunta tarafından tutuklanmış bulunuyor. Nobel barış ödülü sahibi olan bu Budist politikacı da Rohingyaların haklarını müdafaa bir tarafa onlara hoşgörüyle dahi bakmıyor. Tibetli Budist lider Dalai Lama sağır duvar gibi.
BM Rohingyalar için şu kaydı düşmüştür:
-Dünyanın en ziyade eziyet gören azınlığı.
Bu azınlık, yukarıdaki malumatta görüldüğü gibi 1978'den beri cuntanın sindirme ve kaçırtma zulmü altında inlemektedir. Anlaşılan o ki bu zulümden beklenen tam mânâsıyla elde edilemeyince bu defa 2012'den itibaren devreye radikal Budistler sokulmuştur. Sünni azınlığın başına her türlü felaket getirilmektedir.
Son alınan haberlere göre 20 civarında Müslüman kadın ve kız bir kampa kapatılarak Budist askerlere peşkeş çekilme iğrençliği işlenmektedir...
Zulüm kötüdür!
Bir azınlığa zulüm daha kötüdür!!
Irza geçmekse bir savaşın, bir mücadelenin nâmert ve lânet tarafıdır!!! Bosnalı Müslümanlardan sonra şimdi de Rohingya Müslümanlarının kadın ve kızları, bu namert ve lanet vahşete de maruz kalmış bulunuyorlar.
I. Dünya Harbi Osmanlı esirlerinin temerküz/toplama kamplarından olan Arakan'da bir şehidliğimiz var. O insanlar, -sanki- o şehidlerimizin türbedarıdır. Türkiye'ye yakışan, Rohingya Müslümanlarına sahip çıkma siyasetini güçlendirmektir.
Bir teze göre Rohing, Arapça "merhamet" kelimesindendir.
Sırf Müslüman olduğu için başlarına gelmedik kalmayan bu sahipsiz insanlar, merhameti olanlardan merhamet beklemekte.