Blair, bir kaç kere kazançlı

Tony Blair, devletinin temmuz ayında dönem başkanlığını devralması öncesi AB parlamentosunda dünya gündemine oturan bir konuşma yaptı. Konuşma, iki teze dayanmakta. "Genişleme tarihi fırsattır", bu bir, ikincisi birinci fikrin gerekçesi "kurulalı 50 Yıl olan AB yenilenmeye muhtaç". Bunlar dışında da sözleri var. Siyasi birlik-ekonomik birlik, tarıma dair geri ödeme ihtilafları gibi bazısı tali, bazısı teferruat tesbitler. Hitabetin esası belirttiğimiz bu iki mevzu. Bir başka şekilde ifade edersek şöyle tercüme edebiliriz, "AB kurumları ve zihniyetiyle beraber eskimiştir, o halde genişleme süreci, Avrupa Birliğini yenilemek için tarihî bir fırsattır". Daha da açmak lazımsa, Blair diyor ki "ya donmuş Avrupa'ya hareket getirecek genişlemeyi engellemezsiniz veya AB yıkılır". Gerçeği keskin bir üslupla ortaya koymaktan kaçınmadı. Fransa, Hollanda ve Almanya'da gelecek dönemde iş başı yapacak yöneticiler, ya akıllanarak İngiltere başbakanına kulak verecekler, yahut AB hakikaten çöküp gidecektir. Tony Balir'in bu tavrı bizim için şans olmuştur. "Türkiye ve Hırvatistan'a verilen söz tutulmalı" diyor. Ya aksini söyleseydi. O zaman zaten AB diye bir şey kalamayacaktı. Nereden bakarsanız bakınız konuşma lehimize. Lehimize olan bir başka husus daha var. 3 Ekim müzakereleri başladığında İngiltere, dönem başkanı, Tony Blair de başbakan. Blair, dün AB'yi kendine getirmiştir. Kendisi de bizzat kazançlı çıktı. İçerde inişe geçmiş Blair'in yükselmeye geçmesi beklenir. Daha önemlisi de var. Balir, AB katarını İngiltere lokomotifine bağlamıştır. Çatlak sesler çıkan Fransa ve Almanya, AB liderliğini en azından bir zaman için İngiltere'ye kaptırdı. Hadiseden ABD de kârlı çıkmaktadır. AB çökmüyor fakat stratejik ortağı (kader arakdaşı) İngiltere'nin güdümüne giriyor. Bu cümlenin anlamı şu..AB çökmüyor, lakin süper güç de olmuyor, İngiltere eliyle Washington'ın nüfuz alanında kalıyor. Jack Chirac kumar oynadı, Tony Blair pusuya yatıp fırsatı kolladı.