Blair ve Bush

A -
A +

Hafta sonu George W. Bush'la Tony Blair'in radyo konuşmaları vardı. Her iki konuşmayı da dikkatle tahlil ettik. Tony Blair daha soğukkanlı bir insan. Önce düşünüp sonra ne diyecekse söylüyor. George Bush ise daha hissi, daha tez canlı.. Blair, ülkesi terör saldırısına uğramış bir başbakan olduğu halde teröristle Müslüman'ı karıştırmıyor. Müslümanların terörü reddettiğini, kanunlara saygılı olduğunu dile getiriyor. Böylece İngiltere'de yaşayan 3 milyon Müslüman'ı rahatsız etmiyor ve ülkesinin insanlarını karşı karşıya getirmiyor. Dahası İngiltere'yi çok dinli, çok ırklı tarzında telakki ediyor. Şüphesiz ki bu bir imparatorluk tarifi. Terörle mücadele konusunda söyledikleri ise çok doğru. Terörün sadece görünen sebeplere bakarak polisiye tedbirlerle çözülemeyeceğini, temele inmek gerektiğini kaydediyor. Buna mukabil ABD Başkanı G. W. Bush ise terörle savaşa devam edeceğini söylüyor. Buna kimsenin itiraz edeceği yok. Fakat cümlenin devamı çok düşündürücü. Onunla topraklarımızda karşılaşmamak için ülke dışında mücadele edeceğiz diyor. İşte bu çok yadırgatıcı. Tabii ki teröristleri memleketine çek orada savaş diyecek bir mantık düşünülemez. Lakin bu düşünce tarzı da benimsenemez. Gerçi söz son derecede samimi. Ve "önce Amerika" fikrinin devamı. Ancak o samimiyet rahatsızlık doğurmakta. Öbür ülkeler ülke değil mi? O ülkelerin insanları can taşımıyor mu? Bush, Amerika'yı, Amerikalıyı kayırsa bile diğer ülkelerle onların vatandaşlarını ikinci sınıf görme hakkına sahip değil. Her iki liderin konuşması bu perspektiften incelendiğinde Tony Blair'in daha dikkatli, diğer milletleri de düşünen konuşmalar yaptığı ortaya çıkmakta. Üstelik Bush'un terörle savaşacağız sözündeki savaşacağız iddiası da fazla. Terör grupları nizami bir ordu değil ki. Ne zaman nerede vuracağını kimse bilemiyor. CIA, İngiliz istihbaratı acze düşmüştür. Öyle olmasaydı hem de G-8 liderleri İskoçya'da iken Londra vurulabilir miydi? Blair'in dediği gibi terörün bir görünen sebepleri var bir de derindeki sebepleri. Derindeki sebepler yok edilmeden savaşacağız gibi sözler havada kalmaya mahkumdur. Derindeki sebepler de büyük devletlerin uyguladığı çifte standart, adaletsizlik, sömürü, sürüp giden fakirlikler vs'dir. Üstelik Bush'un savaşta başarılı olamadığı da artık ortada. Irak'ta ne yaptı? Ne kendisi başarılı olabildi, ne kurdurduğu hükümet. Bu memleket her gün kan gölüne dönüyor. Eğer terörle savaş da böyle olacaksa orada kalsın. Şüphesiz ki her insan hata eder. Bush da başka insanlar da. Ne var ki hatanın tesiri yetkinin büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Bir dünya liderinin hatası ise dünyanın başını derde sokar. İngiltere Başbakanı Tony Blair bu değerlendirmeyle hem ülkesindeki iç barışı korumuş, hem gerçekleri dile getirmiştir. Bu konuşma sebebiyle mümkündür ki İngiltere en azından uzunca bir süre teröre hedef olmayacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.