Bu davayı gündemden düşürelim

A -
A +

AK Parti hakkında açılan kapatma dâvâsını gündemden düşürmemiz lazım. Bir söz vardır "şüyuu vukuundan beter" diye "söylentisi olmasından berbat demek". Yargıtay başsavcısı günün birinde tuttu yürüyen atın başına vurulmasını istedi. İsteğin yapıldığı Anayasa Mahkemesi "git işine!" demek yerine "ne diyor bu?" demeyi tercih etti. O günden beri her şey giderek muğlaklaşıyor. Ticari hayat, her sabah biraz daha gerilemekte. Gittiğimiz her yerde vatandaşın, dost meclislerinde insanların, telefonda ahbapların selamdan sonra ettikleri hep aynı kelam "ne olacak bu dâvâ, bu partiyi kapatırlar mı?" Bizim cevabımız da şu "bunu bizatihi mahkeme hakimlerinin kendileri de bilmiyorlar". Hakikaten bilmiyorlar, bilemezler. Şu da savunulamaz: "Hakimlerin 7'sini Sezer tayin etmişti, çoğunluk belli olduğuna göre akıbet de belli." Bu kanaat yanlıştır. Bir hakimi belli bir dünya görüşündeki üst makam tayin etti diye o hakim emir kulu değildir. Hakim, bilgi birikimi, vicdani kanaati ve adalet kaygısıyla hükmünü verir. Her vicdan kiralık olamaz. Hakim, hükmü birine vekâleten değil Türk milleti adına vermektedir. Öyleyse artan bu karamsarlığın sebebi ne? Sebep oluşan kanaat. Ortak kanaat, erken doğdu. Halk "kapatırlar" diyor. Söz birliği etmiş gibi bunu demekteler. Hem soruyu soruyor, hem cevabını veriyorlar. Şundan dolayı, davanın açılması beter olan o şüyuu meydana getirdi. "Yargı darbesi" "dâvâ siyasi" tezleri tutmuş. Bu sebeple karamsar atmosfer giderek kalınlaşmakta. Bu karamsarlık havasının doğması ve artması hiç hayırlı bir gelişme değil. Şayet dâvâ gündemden düşmezse vaziyet daha çetinleşebilir. İşte bu noktada yargıya intikal edene müdahale edilmemeli keyfiyeti hatırlanmalıdır. Artık bu ihtilafın aleyhine de lehine de atılacak manşet, yapılacak haber ve kaleme alınacak yorumlar pek de ülke menfaatine değildir. Bundan böyle dâvânın tarafları belli. Dâvâcı ortada, dâvâlı ortada. Cevap hakkı kullanıldı. Anayasa Mahkemesi, iddia ve müdafaaları tahlil ve tahkik edip, tarafları dinledikten sonra temenni ederiz ki yeni yasama yılından evvel bu dâvâyı bitirir. Bunun için de bu yaz tatil yapmayı aklından dahi geçirmemeli. Bu umursamazlık olur. Halbuki gündelik hayat, ticaret, vatandaşın kesesi, hatta dış gelişmeler çok umur edilecek vaziyette. İşte enflasyon ilk işaretleri vermeye başladı. Yarın -Allah korusun- onu başkaları takip edebilir. Bu yüzden medya, siyasiler ve AB temsilcileri, davayı çok mecbur kalmadıkça konuşmamalı, mahkeme de muhakemeyi acilen ikmal edip eylül sonunda kararı açıklamalıdır... Verilecek karar, "yargı darbesi" vs. gibi tezleri boşa çıkartmalı. Namına hüküm verilen Türk milleti, yargıya güvenini tazelemeli, "Türkiye'de hakimler var" sözü iftiharla söylenmelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.