Bu feryatları kim duyacak, bu zulmü kim durduracak?

A -
A +

Irak'ın Ebu Garip hapishanesindeki kadınlar dışarıya mektup yazarak şöyle feryat ediyorlar "yalvarıyoruz gelin bizi öldürün, bize tecavüz ediyorlar, karnımızda onların piçini taşıyoruz, gelin bizi öldürün!!!" Bu çığlığı duyan-eden yok... Herkes, film seyreder gibi haberi duyup geçiyor. Çığlık, pop star vs kadar yankı uyandırmıyor. İsrail, dozerleri dayayıp Filistin evlerini yerle bir ediyor, on binlerce insan çoluk-çocuk evsiz barksız kalıyor, mülteciler bir kere daha darbe yiyiyor bunu da kimsecikler duymuyor... Hadi dünya duymuyor... Sokak kedilerinin, balıkların bile haklarını korumakta titizlenen insan hakları dernekleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri, AB, BM ve benzeri kuruluşlar kör ve sağırlığında bir şey işitmiyor... Peki... Sayısı 1.5 milyar olduğu söylenen İslam dünyası da mı bir şey işitmiyor? Bu kadar vurdumduymazlık, zulüm karşısında, haksızlık karşısında, vicdansızlık karşısında kılını kıpırdatmamak neyin izi-işaretidir. O sözde İslam dünyası, Bosna'da da benzer iğrençlikler yapılırken yine kendi âlemindeydi, bugün de zevkinde keyfinde. Kanunsuz bir eyleme gerek yok. Dünyayı sivil itaatsizlik yollarıyla ayağa kaldıracak, hak aranacak, bir işgali, zulmü, vahşeti durduracak kırk türlü yol var. Buna rağmen üzerine ölü toprağı serpilmiş İslam dünyası, aydınlarıyla, medyasıyla karlı dağdan serin. Kalpler, vicdanlar, bu tecavüzler yapılırken, bu kanlı göz yaşları akarken, bebelerin üstüne çatılar devrilirken nasıl susabilir? Susarak rıza gösterenler, suça iştirak etmekteler. Bu rızanın bir musibet halinde susanlara da gelmesinden korkarız. Eğer Arap zenginler, batılı bankalardan 1 haftalığına paralarını çekseler, Avrupa plajları için yer ayırtmış lafta Araplar, rezervasyonlarını iptal etseler, Arap hükümetleri 24 saat petrol satmasalar zalimler dize gelir. Şu bir acı hakikat ki Ortadoğu milletlerinde dayanışma yok. Aksine darmadağınık durumdalar. Bu dayanışmayı, bu tesanüdü gerçekleştirme şerefi yine Türkiye'ye düşüyor. Türk milleti, Türk hükümeti, Türk devleti daha düne kadar vatandaşımız, aynı zamanda din kardeşimiz, hiçbir şey olmazsa insan olan bu mazlum ve mağdurları görmeli, bir çare bulmalıdır. Türkiye'den başka çare yok. Biz yanıbaşımızdaki bu feryatları, bu zulümleri görmezden gelemeyiz. Gelirsek geldiğimiz tarih, yaşadığımız coğrafya ve kültürü inkâr etmiş oluruz. Onun için imam hatipler gibi sun'i gündemlerle dikkatler başka tarafa çekiliyor. Hükümet, sun'i tuzaklara dikkat etmeli. Biz bölge devletiyiz. Herkese karşı -usulünce- "bu bölge bizden sorulur" demeli ve bunu tatbik mevkiine koymalıyız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.