Bu ihtilaf ortak akılla çözülür

A -
A +

Tam da 'artık Kürtçülük meselesi bitme sürecine girdi' diyorken ateşe benzin döküldü. Pirince taşlar dolduruldu. YSK ben, kanunları tatbikle mükellefim diyor. BDP, 'niçin bağımsızlardan da evraklarını istemedin?' Sorusunu yöneltiyor. Bazı beyan ve mütalaalar ise hayli sert. Bir mahkemenin böylesine sert tenkidlere muhatap olması düşündürücüdür. Memnun görünen sadece MHP. Devlet Bahçeli, AK Parti ve BDP'nin ülkeyi bölmek için ittifak halinde oldukları gibi inanılması mümkün olmayan bir öfke tavrı daha ortaya koydu. BDP genel başkanı Selahattin Demirtaş ise gençliğine, siyasette yeni olmasına, baskı altında bulunmasına rağmen itidalli davrandı. 'Türkiye barışına katkı sağlamak istiyoruz' sözleri mennuniyet vericidir. Kılıçdaroğlu'nun 'meclis toplansın' teklifi ise üstlerine düşeni yapmadıkça oy kapma maksadına dönük soyut bir çağrı olarak kalır. Diğer taraftan ne yazık ki sokaklar karıştı, gösteriler yapıldı... Meclisler, fikirlerin konuşulması içindir. Kendini mecliste temsil imkânı bulamayana 'sen niye oradasın?' denemez. Kürt unsurun bir kısmı kendilerini AK Parti'de temsil ve ifade etmekteler. Diğer bir kısmı farklı yapılanmada. Zaten gündemde olanlar da bunlar. Kürtler de homojen değil. Irkçısı var, sosyalisti var, muhafazakârı var. BDP sosyalist özden gelmekte. PKK-Kandil-İmralı- Ankara dörtgeninde. Bir türlü Türiye ölçekli olamadı. YSK bu partinin adamlarını veto etti. Adaylarını diyemiyoruz. Çünkü mevzubahis parti, bağımsız adaylar gösterip onları destekleyerek meclise girebilmekte. Buna ister kulağı dolaştırarak göstermek diyebilirsiniz, isterseniz kanuna karşı hile, isterseniz başka şey. Sonuçta hadise hoş değil. Sebebi seçim barajının yüksek olması. Ancak iktidar partisinin görüşü, baraj düşerse koalisyonlar gelir endişesidir. Çare hassas, adil bir baraj teşkilidir. Beklenmedik şekilde zuhur eden kargaşa içinde AK Parti Diyarbakır adaylarının dedikleri net işitilmedi. Mehdi Eker ve Galip Ensarioğlu, kimse engellenmesin, biz rakiplerimizle yarışarak seçilmek istiyoruz açıklamasını yaptılar. Doğru olanı budur. 2023 pojesi açıklanmışken, partiler bu yönde odaklanırken şu olanlara bakınız. Üç gün önce neler konuşuyorduk, bugünlerde neler konuşuyoruz? Kimse sırça köşkte değil. Herkes konuşmasına da kararına da dikkat etmek zorunda. Amerika'nın kredileri negatif yapılırken, Türkiye bütçesi fazlalık veririyor. İşte bu abeslikler böyle bir zamana denk geliyor. İki uç arasındayız: Bir tarafta dünya ile yarışan Türkiye var, bir tarafta tek parti Türkiyesi. Bir tarafta pırıl pırıl zekâlar, bir tarafta tek parti zihniyeti. Devlet yönetmek de işte böyle bir şey: Pirincin taşı ayıklanarak pilav pişecek. Kaymak bozulmadan yoğurt yenecek. Kimse ve bir yer yanmadan yangın söndürülecek. Kim yapacak bunları? Herkes... Partiler, YSK, AYM, TBMM, kanaat önderleri. Kanunlar insana hizmet, mahkemeler huzur ve istikrar için var. Yanlış hesap Bağdat'tan döner. Olansa yeni kayıp zamanlarımıza olur. Bir süre sonra yine birbirimize hayretle sorarız: Biz bunu niçin yaptık? diye. Ortak akıl, soğukkanlı davranış hakim olur, ucuz çıkar hesaplarından uzak durulursa bu ihtilaf çözülür.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.