Bülent Ecevit'i nasıl tarif etmeli? Hangi yönünü ön plana çıkartmalı? Müteveffa Ecevit'i tarif çok da kolay değil. Çünkü birçok tarif mümkün. Bu tariflerin çoğu da doğru olur. Dile kolay siyasette 52 yıl. O son yarım asrın politik aktörlerinden. Bu süre zarfında Ecevit'in amansız rakibi Süleyman Demirel'dir. Ecevit'i toprak işleyenin su kullananın, köykent, doğa kanunu gibi Marksist menşeli laflar ettiğinde en keskin cevaplarla hırpalayan ise MHP genel başkanı Alparslan Türkeş oldu. Ecevit, evvela İsmet Paşa'yı deviren adamdır. Bu bir büyük başarıdır. Böylece CHP genel başkanlığına gelişi 1972'dir. Ancak bu tarihten önce 1971'de CHP genel sekreterliğinden istifası söz konusuydu. 12 Mart 1971Muhtırası iktidardaki Demirel Hükümetine verilmişken Bülent Ecevit herkesi şaşırtan bir çıkışla bu muhtıra bana karşı verildi diyerek partisinin genel sekreterliğinden istifa etmişti. İsmet İnönü'nün uzun yıllarında siyasette pörsümüş CHP, Bülent Ecevit'in kaptanlığında 1973 seçimlerinde birinci parti olma şansını yakaladı. Bu çıkış,1977 seçimlerinde yüzde 41 gibi CHP için hayal edilmez bir rakamla tekrarlandı. 1970 başlarından itibaren Ecevit'in yıldızı parladı. Önce Suat Yalaz'ın çizgi romanından kinaye esmer de olmasından dolayı Karaoğlan dendi. Seçim otobüslerinin üzerinde yanında bitmez tutkusu Rahşan Hanım olduğu halde üzerinde mavi gömleği, başında Lenin'den mülhem kasketiyle önce güvercinler uçurur sonra o günler Türkiyesi'nin çok yabancı olduğu kelimelerle nutuklar verirdi. Nutukları ateşliydi, coşturucuydu. Onun için bir kısım halk ve bir kısım gençlik ona "umudumuz Ecevit"dedi. Dağa taşa bu slogan yazıldı. '73 seçimlerinin kazanılması ve '77 galibiyeti böylece gerçek oldu. 1974'te zor-güç de olsa, biraz ortağı Necmettin Erbakan'ın emr-i vakisiyle de yapılsa Kıbrıs'a Barış Harekâtı tertiplendi. '73-77 arasında Marksist eylemler azdı. Türk gençliği sol-sağ diye bölündü. '70-'80 aralığında 5 bin gencimiz kurşunlarla, darağacında vs. öldü. Ecevit'in ortanın solu, demokratik sol gibi kavramları politik literatüre getirmesiyle CHP bölündü, Turhan Feyzioğlu başkanlığında Güven Partisi doğdu. 1974 Seçimlerinden sonra zaferi oya tahvil gibi bir telaşa kapılarak erken seçim kararını zorladı, girdiği seçimleri kaybetti. 1977'de ise öğretmen okullarından iki ayda öğretmen mezun etmek gibi bir facia işlendi. Yine bu yıllar tarihte ender rastlanan yokluk yılları oldu. Her çeşidiyle akaryakıt, ilaç, mama, ampul ve onlarca zaruri tüketim malı bulunmaz oldu. Türkiye, 1 cente muhtaç hale geldi. Yabancı devlet adamları, randevu vermez oldulur. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra rakibi Süleyman Demirel ile birlikte Zincirbozan'a gönderildi. Halbuki bu iki genelbaşkan cenaze namazlarında bile buluşsalar konuşmazlardı. İçerdeyken eşine DSP'yi kurdurdu. Çıkınca başına geçti. Bu aralarda birkaç kere kısa müddetli olarak politikayı bıraktı. 1993'te TGRT'nin ilk canlı yayın programında misafirimizdi. Yini eski başbakanlardan Yıldırım Akbulut ile birlikte Güneydoğuyu tartıştık. Bu programdan önce veya sonra neden CHP'nin başına geçmeyip de DSP'ye ihtiyaç duyduğunu sorduğumuzda "CHP kendine has bir parti, bazı şeyleri değiştiremedim" demişti. Ayrıca 2 Eylül 1997'de yine TGRT'de Entellektüel Boyut programında misafirimizdi. Yayın sonrasında program şeref defterine yazdıkları artık bir hatıra. O yazıda en fazla dikkatimizi çeken imzası oldu. İmzada isim ve soy ismi hiç yok. Sadece zikzaklı çizgiler. Bu biraz da Ecevit'in hayat karakteri. 1990-2000 aralığında ise tek başına hiç iktidar olamadı. Fakat CHP'yi geçebildi. 1999'da Abdullah Öcalan'ın ABD tarafında Kenya'da Türk güvenlik güçlerine teslimiyle iktidar yolu açıldı. Ancak bu yol hiç de yi gelmedi. Kendi teklifiyle Çankaya'ya giden cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le tartışması üzerine zaten berbat bir şekilde seyreden ekonomide kriz patlak verdi. 2000-2001 Krizi Türkiye'yi inanılmaz ve bugün hatırlandığında bile tüyleri diken diken eden yokluklara, açlıklara sürükledi. Dolayısıyla Ecevit'in iktidar hayatında iki dönem, yokluk yıllarıdır. Bir dönem Türkiye'nin sol çılgınlığıdır. Bunlar ilerde daha tafsilatıyla yazılacaktır. Ecevit, dürüst diye anılmakta. Şüphe yok. Ne var ki 1977 hükümetini 11'ler tabir edilen milletvekillerini AP'den parayla ayartarak kurmuştur. O milletvekillerine rüşvet transferi ödenirken Bülent Beyin haberinin olmaması mümkün değildir. Tarihi şahsiyetleri objektif biçimde değerlendirmek lazım. Hayatındaki vazgeçilmezlerini yukarıda kısmen yazdık. Tekrarlarsak, deforme kasketi, mavi gömleği, sun'i Türkçesi, Remington marka daktilosu ve Rahşat Hanım tutkusu... Şiir yazmıştır. Fakat edebiyat tarihine geçecek bir şair değildir. Romantik yapısı siyasette zikzaklara yol açmıştır. Duyguları bazen mantığını zorladı. Dürüstlüğüyle birlikte kibarlığı da söz konusu edilir. Hatta olağanüstü diye vasıflandırılır. Ama, TBMM'de üstelik de kendisi gibi seçilerek oraya gelmiş bir hanım milletvekiline karşı kullandığı hırçın üslubu kibarlığına gölge düşürmüştür. Köşe yazarı, edebiyat meraklısı, şiir hasretlisi, sadık koca, bir zamanlar milliyetçiliğin 'm'sine bile garezkârken daha sonra bu değere ilgili, eski bakan, eski parti başkanı, eski başbakan...artı ve eksileri çok...İnatları, ısrarları, hayalleri hayatına rehber Bülent Ecevit, artık öteki dünyada. Şimdi kendisi yok fakat ismi siyaset hayatında. Arkasında yarım yüzyıla damgasını vurmuş bir isim bıraktı... Arkada isim ve/veya eser bırakmak bu dünyanın en anlamlı tarafı olsa gerek.