Bush'un Galatasaray konuşması

A -
A +

Esasında iç içe iki zirve yaşadık. Biri NATO zirvesi, diğeri "Bush zirvesi". Amerikan başkanı G.W. Bush, evvela Ankara ziyaretiyle dikkatleri çekti. Orada protokol kaidelerine riayet etmemişti. Dün de sözlerinin başında ilkin Erdoğan'a sonra Sezer'e teşekkür etti. ABD başkanı, İstanbul'dan ayrılmadan evvel Galatasaray Üniversitesi'nin Ortaköy sahilindeki bahçesinde kürsüye çıktı. Hemen şunu belirtelim, Ortaköy Camii'nin Boğazköprüsü ve boğaz sularıyla birlikte verdiği harika manzarayı dünyaya layıkıyla gösteren bir tv çekimi yapılamadı. Dünya bahsettiğimiz manzaradan çok kürsünün arka tarafında duvar dibine naylon torbalar içinde konmuş fidanları seyretti. TRT, Bush'un GS Üniversitesindeki görüntülerini nakletme konusunda donuktu. Acaba bu üniversite ve o yer tesadüfen mi seçildi, şuurlu bir tercih mi? Adı geçen mekân seçilerek bir başka mesaj mı veridi? Adı geçen üniversitenin olduğu alan, Feriye Sarayı ile müştemilatıdır. Sultan Abdülaziz'in hayatına orada kıyılmıştır. Bush'un konuşma yaptığı yerde 135 yıl kadar evvel bahçıvanlar hükümdara suikast planlıyorlardı. Bu saraylar, Bush konuşurken silueti zaman zaman ekranlara gelen Ortaköy Camii, Galatasaray Üniversitesinin kendisi, Dolmabahçe... ezcümle Karaköy-Ortaköy mimari hattı, Fransız kültüründen izler taşımaktadır. Acaba Bush, veya Bush adına bu vadiyi seçenler dolaylı bir şekilde Fransa'ya da göndermeler mi yaptılar? Hiç alakası olmayabilir ama Amerika-Fransa örtülü çekişmesi bunları hatırlatıyor. Konuşmaya gelince... Sanırız tv ve radyolarından Bush'u dinleyenler şaşırmışlardır. İlk kısmıyla bir Pazar âyini gibiydi. Bush, ilk kısımda İslamiyet'ten de seçmelerle dini muhtevalı bir takdim yaptı. Bunlarla muhakkak ki Müslüman halka mesajlar veriyordu. Sonrasına gelince... Onları maddeleştirmek mümkün... 1-Büyük Orta Doğu Projesi hayata geçecektir. 2- Laik, demokrat ve Müslüman olan Türkiye bu vasfıyla Büyük Orta Doğuya örnektir. 3-Bu ülkenin AB'ye alınması gerekir. 4-NATO, tarihte saldırgan bir orduyu caydırmak için kurulmuş ve görevini tamamlamıştır. Bundan sonraysa nerede, ne zaman kan dökeceği, yuva yıkacağı belli olmayan terörizme karşı mücadele verecektir 5-Terörizmle mücadele ve geniş Ortadoğu'ya demokrasi ve özgürlük getirme konusunda Türkiye ehemmiyetli işler üstlenecektir. 6-Afganistan'da ne lazımsa NATO eliye yapılacaktır. 7- Irak'a demokrasi gelecektir. Demokratik Irak, Tahran ve Şam'a ders olacaktır. 8- Günü geldiğinde Tahran ve Şam'a da operasyon düzenlenecektir. Dikkat edilmesi gereken şudur. Abdullah Gül, her ne kadar "biz kimseye model ülke değiliz" dese de muhatabımız her vesileyle buna temas etmektedir. Diğer taraftan, AB'ye alınmamız konusunda her konuştuğunda üye ülkeler huysuzlanıyorlar. Türkiye'nin AB'ye bir ABD köstebeği gibi girmesi istenmemektedir. Bunu Türkiye de istemez. Diğer garip durumsa şu, perişan bir halde olan Irak, ne zaman ve nasıl komşuları için imrenilecek bir demokratik hayata kavuşur? Gözden kaçmayan başka hususlara gelince... Birinci bölümde sadece vaaz vermedi, bilerek bir duygusallığa da kaçtı. Annelere, sporseverlere, entellektüel çevrelere de mavi boncuk dağıttı. Buna mukabil terörden bahsederken PKK'yı sadece ismiyle dile getirdi, İsrail'e karşı istiklal mücadelesi veren Filistin'lilerin yaptıklarını canavarlık diye niteledi, onları Filistin devletinin kurulmasını geciktirmekle suçladı. Amerikalılar akıllarından çıkartmamalı. Adalet olmadan süper güç olunmaz, Büyük Ortadoğu kurulmaz. Demokrasi de özgürlük de adalete muhtaç. Bunlar daha çok tartışılacaktır.. Mesela, kime göre büyük ortadoğu, neye göre terör? Netice itibariyle hem NATO zirvesi, hem "Bush zirvesi" başarıyla tamamlanmış, Türkiye bu yükün altından alnının akıyla çıkmıştır. Geçmiş olsun. Öncelikle de İstanbullulara geçmiş olsun... Dünya Başkenti olmak kolay değil.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.