Bilmece gibi bir kavram. Son zamanlarda tırmanışa geçti. Ama mahiyeti nedir, nerede başlar nerede biter? Kimse bilmiyor. 11 Eylül sonrası kavramı ilk işleyen kişi ABD Devlet Başkan Yardımcısı Dick Cheney. ABD daha sonra bunu Batılı diğer müttefikleriyle de müzakere etti. Okuyup araştırdıklarımızdan anladığımız şu: ABD, biraz da mübalağa ederek kendisi için düşman saydığı radikal İslamcıların var olabileceği bütün coğrafyaya bu ismi vermektedir. Bir bakıma savaş alanının haritasını çiziyor. Bu coğrafyadaki devletleri demokratik rejime geçmeye zorlayacak, sonra da o ülkelere Marshall Planına benzer şekilde yardımda bulunacaktır. Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman, Avrupa ülkelerini ziyaretten sonra konuyu görüşmek için Ankara'ya geldi. Bunlar ön hazırlıklar. Haziranda Amerika'da yapılacak D-8'ler ve İstanbul'daki NATO toplantılarında Büyük Orta Doğu Projesinin ne olduğu bizzat Bush tarafından açılanacak. Ve herhalde NATO da bir fonksiyon sahibi olacak. Dediğimiz gibi kavramın muhtevası belli değil. Orta Asya dahil ediliyor. Bu bölgenin dahil edilmesi Afganistan'dan dolayı. Peki Afrika? Libya yüzünden o da dahil edilebilir Adına Büyük Orta Doğu dense de esas omurga yine bugünkü Orta Doğu olacak. Bu itibarla Türkiye, fikrin hayata geçmesi için düşünülen müstakbel aktör. Projenin vücut bulmasında gerçi 11 Eylül'ün yerinin ne olduğu henüz meçhul. Fakat şu da meçhul, yeni dünya düzeni böylece rafa mı kalkıyor? Görüldüğü gibi sorular çok. Bu kadarla dahi bitmeyebilir. Mesela İran, Suudi Arabistan projenin neresindedir? Libya için ne düşünülür? İç Asya'dan Kuzey Afrika'ya uzanan bu çok geniş bölge, bir kere o da kısa bir süre için Timur'un hakimiyetine girmiştir. Bush, seçim öncesi itibarını yükseltmek için çetin işlere soyunuyor. Proje tutar mı, tutmaz mı zaman gösterecek. Tutsa da tutmasa da dalga büyük olabilir. Sandalın tam ortasında ve ayaktayız. Çok sıcak da olsa uzatılan her tası kafaya dikmeyelim. Mesele, iyice kavranmalı. Tartışılmalı. Her şey ondan sonra düşünülür.