İnternet cafeler/kafeler/kahveler tartışma gündeminde. Buralara dair türlü iddialar var. Ahlaksız filmlerin gösterildiği, filtre kullanılmadığı, gençlerin internet cafelere dadandığı kaygı, korku, endişeyle dile getirilmekte. Bir şey yapılabildiği söylenemez. Teknoloji art niyetlinin hizmetinde de olsa galip durumda. Yirmi bin internet cafe varmış. Şüphesiz ki bunların hepsi ahlaksız, edepsiz serseri takımından değil. Belki bir kısmı bu sınıfa girer. Fakat o onda bir tamamını karalamaya yetiyor. Çünkü toplum haklı olarak ürküntü içinde. Kapkaç, uyuşturucu, fuhuş derken, bir de internet cafeler. Şöyle bir teklifimiz var... Bu saydıklarımız internet cafelerin veya kafelerin cefa tarafı. Devlet, Kültür Bakanlığı eliyle buraları cefadan sefaya nasıl yükseltebilir? Bunu düşünmeliyiz. Nasılı şöyle... Gençlerden iki bakımdan şikâyetçi olunmakta. İnternet kafelere gidiyor. Kütüphanelere gitmiyor. Bir yere gittikleri, diğer yere de gitmedikleri için suçlanmaktalar. Mevzubahis kafelerin çoğu izbe ve sağlıksız yerler. Buna rağmen oraların müdavimi olan genç nesil, uzunca saatlerini bu yerlerde geçirmekteler. Kütüphanelere gelince... Kütüphaneler, emsalsiz el yazmalarına varıncaya kadar bin türlü güzel eserle dolu. Ama onların da al benisi kalmamış. Binalar eski. Şartlar elverişsiz. İstisnaları çok az. Genci cazibesi olmayan yere zorla götüremezsiniz. Öyleyse ya bu kafeleri kütüphane haline getirelim. Yahut kütüphaneleri kafe yapalım. Doğrusu her ikisi. Yeter ki mekân olarak gerekli şartlara haiz olsun. O zaman kapılarda "kafe kütüphane" yazar. Disipline edilmiş, sorumlusu olan böyle mekânda genç, bilgisayardan da, internetten de diğer iletişim ekipmanından da faydalanır, kitap da okur. Bu olumsuz vesileyi faydaya çevirerek genci önce kitapla buluşturalım. İnternet kafeler gençliği mahvediyor yakınmasıyla bir yere varılması hayli güç. Çare budur. Teklifimiz daha da olgunlaştırılabilir. Böylece internet kafeler "okuma evi" haline gelmiş olur. Zaten kahvehanenin aslı kıraathane imiş. "Kıraathane" okuma evi demek değil mi?.. O zaman cefa sefaya dönüşür. Şimdi çocuk-genç, cafede, anne-baba cefada. Çare varken devlet, vatandaşına cefa çektirmemeli.