Bir yerlere bir büyük zâtın adını vermek, ona bir şey kazandırmaz; yapanların kadirşinaslığını gösterir.
Tayyar bin Ebu Talib, Sevgili Peygamberimizin-aleyhisselam- "yâ Tayyar, sîretin de suretin de bana benziyor!" iltifatına mazhar olmuş 32'nci Müslümandır. 92 kişilik kadınlı erkekli sahabiler, müşriklerin zulmünden uzaklaşmak için Hazreti Cafer riyasetinde Habeşistan'a hicret etme mecburiyetinde kalınca Mekke idaresi, Habeş necaşisi Esham'a temsilciler yollayarak kendilerince suçlu saydıkları Mekkelilerin iadelerini istedi. Necaşi, dîvan kurarak tarafları dinledi. Caferi Tayyar, burada yaptığı müstesna belagattaki çok etkileyici konuşmasında ortaya koyduğu mantık ve muhakemeyle devletler hususi hukukunun temellerini attı.
Habeş hükümdarı, o esnada bir Hıristiyan olduğu hâlde muhacir Müslümanları haklı bularak iade talebini reddetti...
Cafer bin Ebu Talib, 628'de Hayber'in fethedilip Yahudilerden temizlendiği gün Medine'ye avdet etti. Sevgili Peygamberimiz, "hangisine sevineyim, Hayber'in fethine mi, Cafer'in gelmesine mi?" diyerek memnuniyetlerini ifade buyurdular...
629 yılında Bizans'ın saldırıya geçeceği istihbaratı alınınca Şanlı Peygamber, Zeyd bin Hârise kumandasında düşmanın üstüne 3 bin kişilik bir birlik sevk etti. İki taraf, Şam yakınlarındaki Mûte'de karşılaştılar. Zorlu geçen muharebede Zeyd bin Harise, şehit olurken sancağı Cafer bin Ebu Talib, kaptı. Bir elinde sancak olduğu halde arslanlar gibi dövüşürken aldığı bir kılıç darbesiyle önce sağ kolunu, ardından diğer bir kılıç darbesiyle de sol kolunu kaybetti. Sol kolu düşerken sancağı dişleriyle zaptetmişti...
Hazreti Cafer'in şahadet haberi, Medine'ye ulaştığında gelen vahiyle üzüntüler dindi. Allahü teâlâ, Cafer'in kolları yerinde yarattığı iki kanatla cennete uçtuğunu muştuluyordu. Bundan sonra o yüksek sahabiye "Cafer-i Tayyar" Uçan Tayyar dendi...
Türkiye, 2017 yılında dünyanın en büyük havalimanına kavuşacak. 11 Haziran 2014 Günü Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından temeli atıldı. Şimdi bu havalimanı için isim teklifleri yapılmakta:
Biz, "Caferi Tayyar Havalimanı" ismini teklif ve tavsiye ediyoruz.
Mevzubahis sahabi, Hazreti Ali'nin ağabeyi olmakla hem Sünnî ve hem de Aleviler için ortak değerdir. İslâm dünyası çok hoşnut olacaktır. Cihan şümul çapta hareket kabiliyetimize bir işaret anlamına da gelir. Bizim bir millet tarihimiz, bir de ümmet tarimiz var. Ümmet tarihimizde böylesine mümtaz bir sima bulunmakta. Ayrıca "tayyar" ile uçak demek olan "tayyare" kelimeleri de aynı mânadadır...
Mevlana ismine gelince; Konya ile bütünleşmiştir. Konya havalimanına verilmesi daha münasip olur...
1976/77'lerde Boğaz Köprüsü için Fatih Köprüsü teklifini yapmıştık. Onun yerine Fatih Sultan Mehmet Köprüsü denerek ikinci köprüye verildi. Üçüncü köprünün temeli atılırken sosyal medyadan Abdülhamid Han ismini teklif ettik. 7 dakika sonra Yavuz Sultan Selim Köprüsü ismi ilan edildi. Alevi vatandaşlar alınganlık gösterdiler. Bunun üzerine Nevşehir Üniversitesine Hacı Beltaşı Veli Üniversitesi ismini teklif ettik, kabul edildi. Marmaray'a HÜDAİ YOLU teklifimizin gerçekleşmesini ise hâlâ beklemekteyiz....
Şimdi vefa borcumuzu eda maksadıyla 3 teklifte birden bulunuyoruz:
Üçüncü hava limanına CAFERİ TAYYAR HAVALİMANI, Birinci Boğaz Köprüsü'ne SULTAN ABDÜLHAMİD HAN KÖPRÜSÜ, Kanal İstanbul'a da PİRİ REİS İSTANBUL KANALI.