ÇALINMIŞ HARİTADA TAHRİBAT

A -
A +

Adı Türkçe'de IŞİD de olsa DEAŞ da onlar, kendilerine "Irak ve Şam İslâm Devleti" ismini yakıştırmakta, halifelik olduğunu iddia etmekte, reisleri Ebu Bekr el Bağdadî'ye de biat etmekteler.
Kökleri, Cemaat el Tevhîd ve'l Cihad'a dayanan DEAŞ, Selefi, Vehhabi bir ideolojiye sahip. Vehhabiliğin ana unsurlarından biri olan Şia düşmanlığının takipçisi. Sünnilik, bir başka ifadeyle Ehl-i sünnet yoluyla hiç bir alâkası yok. Meşruiyet adına kendini Sünni olarak lanse etmekte.
Körfez Harekâtı ve Irak işgaliyle kurulan DEAŞ, 2003'ten beri faaliyette. 3 Ocak 2014'te devlet olduğunu ilân etti. 25-30 bin kişilik bir militan mevcuduna sahip. Militanlar, sadece İslam memleketlerinden değil. Avrupalı ve diğer Hıristiyan bölgelerden ihtida etmiş/İslama dönmüş militanlar da var
Adı geçen örgüt, Irak ve Suriye toprakları üzerinde yer tutmuş bulunuyor. Merkezi, Suriye'nin Rakka şehri. Irak'taki Bakuba da diğer merkez.  İşgal etikleri topraklar sürekli değiştiği için kaç km2'lik bir alan üzerinde oldukları tam olarak söylenemezse de Suriye kadar denebilir. Çok sayıda petrol kuyusuna hükmettiği için dünyanın en zengin örgütüdür.
Hatırlanacağı gibi "İslam eşittir terör!" iddiası 9/11 Eylül 2001 İkiz Kule saldırıları üzerine çıkmıştı. Bu bir siyonist-evanjelist projeydi. Avrupa'da ve Amerika'da itidal sahibi Hıristiyanlar, Müslümanlara da eşit hayat hakkı tanımak üzereyken böyle bir taarruz ve ardından o imaj geldi. İslam eşittir terör, imajının bir milenyum operasyonu olduğu söylenebilir. Psikolojik bir haçlı seferidir.
Eğer proje, 9/11 Eylül'e bağlı kalsaydı bir süre sonra unutulup giderdi. Bu sebeple imaja süreklilik kazandırmak gerekecekti. Bundan dolayı  taktikler geliştirip ortaya İslam adına mücadele ettiklerini iddia eden taşeron terör örgütlerini sürdüler. Selefilik, Vehhabilik zaten Yahudi ve İngiliz oyunudur. DEAŞ'ın dayandığı terör örgütleri ve inanç kaosu da yine bu devletlerle onların güdümündeki devletler ve istihbarat ajanlarının marifetidir.
Böylece bir çok menfaatin peşindeler.
Derin batının kontrolündeki örgüt, derin petrol kuyularının olduğu bölgelere oturmuştur. Bu suretle ucuz petrol elde etmekteler. Örgüt vahşi cinayetler işlemekte. Bununla "İslam eşittir terör" algısı daha bir güçlenmekte. Bölge devletleri, örgütle mücadele için silaha ihtiyaç duyduğundan silah ticareti devam etmektedir. Bu suretle Orta Doğu devamlı kargaşa içinde kaldığı için müdahale imkânı elde tutulmakta. Örgüt cihad yaptığını iddia ettiğinden onlara "cihadçılar" diyerek İslami literatürden "cihad" mefhumu kirletilmekte. Dejenere edilmiş hilafet iddiasıyla da aynı şekilde İslami bir müessese gözden düşürülmekte.
Bugün IŞİD veya DEAŞ yahut DAESH, denen bu itikadî ve amelî cinayet şebekesiyle tam 20 devlet teşkilat ve terör örgütü mücadele ettiği hâlde o, saldırılarına devam etmekte, kafa keserek, adam yakarak insanları İslamiyetten ürkütmektedir. Örgütün dedikleri ve yaptıkları İslam dini ve Müslümanlara iftiradır.
Bu bir planlı-programlı oyundur. Osmanlı Türkiyesinden çalınan harita değiştiriliyor. Birinci Dünya Harbinden bir asır sonra haritanın hukuk, adalet ve hakkaniyete zerrece itibar etmeden tahrip edilerek değiştirilmesi çok kötü bir gelişmedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.