Kurşunlar, Danıştay II. Daire hakimlerine sıkıldı, fakat zarar gören yalnızca onlar değil. Bu çılgınlıktan hareketle inşallah başka çılgınlıklar yaşanmaz. Herkesin çok soğukkanlı olması, ne dediğine dikkat etmesi gerekir. Neticede iş yargıdadır. Yargı kendini alakadar eden meselede de tarafsız olacaktır. Saldırganın kim olduğu, ne olduğu anlaşılmadan hemen beyanatlar döşenmek yangına kilo kilo benzin dökmektir. Belki ileri derecede bir akıl hastasıyla karşı karşıyayız. Avukatlar akıl hastası olmaz diye tıpta bir tesbit mi var? Belki yabancı servis ajanı. Gelin kenara çekilip değerlendirme yapalım: Bu bir tesadüf mü? Önce her şey yolunda giderken birdenbire ekonomi sancılanıyor, döviz fırlıyor. Sonra tam da ekonominin yatıştığı, korkulacak bir durum olmadığı haberlerinin çıktığı gün üstelik de hakimler görev başındayken ve üstelik de bir avukat tarafından saldırı yapılıyor. Bu bir tesadüf mü? Tam da CHP'nin "sineyi millet" balonu uçurduğu gün bu berbat hadise yaşanıyor... Bu bir tesadüf mü? Ordumuzun Irak hududunu tahkim ettiği günlere denk geliyor. Bazıları hükümeti suça ortak etmeye kalkışmakta. Bunu vicdanla bağdaştırmak imkânsızdır. Hangi hükümet kendi kalbine sıkar? Hükümet neden kendi kalbine sıksın? Akılla, mantıkla izah edilir bir tarafı olabilir mi? Aksine... Aksine, bu vahim olay, Erdoğan Hükümeti'ne dolaylı bir darbedir. Hayalet silahtan çıkan kurşunlar, Türkiye'nin huzuruna, sıkılmıştır. Alparslan Aslan ismindeki şahsın bir maşa olduğuna şüphe yok. O maşayı kullanan eller olduğu kesin. Kafasını doldurmuş, beynini yıkamışlar. Bunu kimin yaptığı en erken 50 sene sonra anlaşılır. Bundan daha ürpertici bir fitne olabilir mi? 40 Yıl kadar evvel Ticaniler diye bir grup vardı. '50'li yılların başında Demokrat Parti iktidara gelince birden bire ortaya çıkmış, heykellere saldırmaya başlamışlardı. Bunun üzerine Atatürk'ü koruma kanunu çıkartılmıştı. Ticanilik, Kubilay tertibinin başka bir versiyonuydu. Şimdi benzer bir tertip yaşıyoruz. Veya yeni bir Mehmet Ali Ağca vak'ası. Veya yeni bir 31 Mart tertibi. Müessif hadisenin dış servislerin marifeti olma ihtimali çok yüksektir. Onun için küçük menfaatleri öne alacak gün değil. Sanığın bunu neden yaptığı? Nasıl yaptığı? Niçin yaptığı? Kimler adına yaptığı? Vak'a anında ne söylediği zamanla ortaya çıkacaktır. Korkumuz o ki bu bir başlangıç olabilir.. Başka türlü üzüntüler de yaşaaybiliriz. Aylardan beridir, hatta 1 yılı aşkın zamandır, Tayyip Bey'in dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Gelin görün ki Viyana'dan Şam'a nerede yemek yiyeceğini sormak için yanımızdaki yazara telefon açan bazı özelkalem, sözcü, danışman vs. arada duvar olup, dostlarıyla irtibatı kestiler. Başbakan, şu sütunda cumhurbaşkanlığına dair yazılan yazıların onda birinden haberi olsaydı, bize kulak verseydi şimdi şu sıkıntıyı yaşamayabilirdi. Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığını düşünmediğini açıklamalıdır. Her şey bu açıklamanın yapılmasına veya yapılmamasına bağlı.