Sayın Abdullah Gül, dün akşamdan itibaren Cumhurbaşkanı. O makama 16 Mayısta seçilecekken 28 Ağustosta seçilebildi. Böylece Türkiye 3.5 aya yakın bir zamanı, bir senenin dörtte birini heba etti. Peki bundan sonra, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığındaki Türkiye'de neler olacak. Neler olacağını sıralamak çok basit. Güneş doğudan doğacak, batıdan batacak. Gök mavi olacak. Sular denize akacak. Kuşlar havada uçacak...hayat aynen seyrinde devam edecek. Kimse bir rövanş havasında olmayacak. Kimse tedirginlik hissetmeyecek. Abdullah Gül, 75 Milyonun Cumhurbaşkanı olacak. Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanını seçti. Peki bunun önü ve sonu yok mu, her şey ve hepsi bundan mı ibaret? Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğunun mirasçısıdır. O Anadolu Selçuklularının, o da Büyük Selçuklunun. Böylece geriye doğru 15 devlet mevcut. Türkiye 16. Devlet. Cumhurbaşkanlığı armasındaki 16 yıldız bu devletlerin işareti. Türkiye Cumhuriyeti 16. Devletimiz. 11. Cumhurbaşkanını seçtik. Bu kadar mı? Hayır. Osmanlıda 36 devlet başkanımız vardır. Dolayısıyla Osmanlı ile birlikte 47. devlet reisimizi seçmiş oluyoruz. Öncekileri de hesaba katarsak Gül, belki 250. veya 500. devlet başkanımız. Hadise budur... Bu zenginlikle bakmak lazım. Servet içindeyken kendimizi fakirleştiriyoruz. Yalnızca 11. cumhurbaşkanını değil, 111. veya 511. devlet reisimizi seçtik. Osmanlı devleti, "devlet-i ebed müddet" unvanının sahibidir. Türkiye, Osmanlının devamıdır. Her müessese ve unvanıyla devamı. Bu itibarla Türkiye Cumhuriyeti de devleti ebed müddettir, -inşallah- dünya durdukça duracaktır. İşte böyle bir devlete, dünden yarına zaman ırmağında akıp giden bir devlete baş seçtik. Hayırlı olsun... Tebrik ederiz. Abdullah Gül orta yol insanıdır. Hayrın orta yolda bulunduğuna inanan insandır. Makul, ılımlı ve aklı selim sahibidir..temsil kabiliyetine maliktir. 11. cumhurbaşkanımız bu millet gibi inanan, bu millet gibi konuşan, gülen, ağlayan bir halk çocuğu. Seçildiği makamın mes'uliyet, vebal, hesap verme yeri olduğunu bilen bir insan. Bu gibi yerler, sıfatlar, rütbeler, vicdanına, millete, tarihe ve Allah'a hesap vermeye mecburdur. Bundan böyle halk Çankaya'ya girip-çıkabilecektir. Dünden itibaren Çankaya halkın gönlünde Cankaya olmuştur. Bu tablo, iki kardeşin zaferidir. Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, birbirlerini sevdiler, birbirlerine inandılar, güvendiler. Sevgide fire vermediler. Onlar insanların hayırlısının insanlara hizmet eden olduğunu bilen kimselerdir. Çok uzun bir zamandır ilk defa... Cumhurbaşkanıyla başbakan dargın, küskün, buruk kavgalı vs. gibi istenmedik bir havada olmadan devlet yönetilecek. Şimdi, kardeşten ileri iki arkadaştan biri devletin biri hükümetin başında. Halk, hem başbakanına hem cumhurbaşkanına inanıyor. Kuvvetli bir iktidar, itibarlı bir Çankaya ile Türkiye, hızla kalkınacaktır.