ABD seçimlerinde yarış, bir kere daha denk kuvvetlerin mücadelesi halinde geçti. Ne galip tam galip, ne mağlup tam mağlup. Bunda herhalde karizmatik liderlerden nahrumiyetin rolü var. Bush'un en büyük şansı Kerry oldu. Aynı şansı geçen defa da yaşamıştı. Al Gore gibi Kerry de rakibini sarsamadı. Çok esaslı yeni şeyler de söyleyemedi. Şüphesiz ki lider olmak başka, genel başkan olmak başka. Bu, yalnızca bizim değil, dünyanın da Amerika'nın da gerçeği. ABD, iki seçimdir sandıktan zayıf iktidar çıkartıyor. Acaba 2000'de mahkeme kararıyla vs. şeklinde değil de bir önemli lider, açık farkla kazansaydı Amerikan askeri bugün Irak çöllerine saplanıp kalmış olur muydu? Devletlerin yakasında "süper güç" yazmakla cihan devleti olunmuyor. Kastımız maddi üstünlük değil. Silah, ekonomi ve benzeri imkânlarla farklı olabilirsiniz ama sizi cihan devleti yapan adalettir, adalete riayet ve adaleti uygulamak. Adaletten ayrılan devlete "cihan devleti" demek hayli zor. Süper güç dış politikada at koşturur. Fakat bunu yaparken de âleme nizam vermesi gerekir. Dünya barışını tesis eder. Kendi dönemlerinde Roma barışı, Osmanlı barışı vardı. ABD'nin ise savaşı var. Eğer ülkeleri türlü bahanelerle işgal edip yer altı ve yer üstü zenginliklerini kendi memleketinize taşırsanız bunu yapan devlet, cihan devleti olamaz. Onun için ABD cihan devletinden ziyade imparatorluktur. Kestirmeden izah olduğu için hepimiz kullanmaktayız, çok kere "Osmanlı devleti" değil de "imparatorluk" diyoruz. Batılıların taktığı bir unvan. İmparatorlukta bir esas, malik devlet olur bir de sömürgeler. Sömürgelerin her türlü zenginliği yerli halka rağmen ana devlete taşınır. İngiltere imparatorluktu. Osmanlı devletinde ise teb'a arasında eşitlik vardı. Çünkü onun mensup olduğu kültürde köle ile efendi aynı kaptan aynı yemeği yer, nöbetleşe deveye binerdi. Bundan dolayı coğrafi eşitlik de tesis olmuştu. Almak değil vermek esastı. Bu itibarla Osmanlı Cihan Devletiydi. Dünyanın hamisi, koruyucusu, babasıydı. Sovyetler birliği asla böyle bir rol oynamadı. zayıf komşu devletleri demir perdeler ardına mahpus edip Moskova'ya çalıştırdı. Amerika da bugün bu vasfıyla dikkat çekmekte. Onun için bütün dünyada Amerikan aleyhtarlığı alevlendi. Adaletten koptular. Dünyanın huzur ve barışından ziyade Amerikalıların istikbali düşünülmekte. O zaman ortaya birinci sınıf ve ikinci sınıf dünyalılar çıkıyor. Şu seçimden sonra olsun ABD artık adalete dönmelidir. Irak'ta olup bitenleri hiçbir vicdan kabul etmiyor. Tarihe kötü malzeme bırakılmakta. Bunu sokaktaki Amerikalının kabul ettiğini iddia da zor. Önce Amerika, sonra yine Amerika bir devlet politikası haline gelmiştir. Kim seçilirse seçilsin bu değişmeyecekti. O halde Bush veya Kerry ne fark eder? Halbuki çok şey fark etmeliydi. ABD o farkı ortaya koyacak lideri çıkartamıyor.