Cihannüma'dan Dubai Towers'a

A -
A +

Dubai İnternational Properties 5 Milyar dolarlık yatırımının ilk 500 milyon dolarlık paketi için İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle imzaları attı. Buna göre Levent'teki eski İETT garajına iki gökdelen iş merkezi yapılacak. İstanbul Belediyesi, GYO/ gayrımenkul yatırım ortaklığı kurarak bu işin yüzde yirmisine ortak oluyor. İBB başkanı Kadir Topbaş'ın açıklamasına göre yüzde 20'nin yüzde 49'u ise halka açılacak. DIP Yönetim kurulu başkanı Muhammed el Gergawi ise 5 milyar dolarlık yatırımı 10 milyar dolara çıkartabileceklerini dile getirmekte. 300 Metre yükseklikteki "Dubai Towers İstanbul"un inşaatına 2006'da başlanacak, 2008'de bitirilecek. Bunlar ilk İstanbul kuleleri değil. İstanbul'la kule mimarisi arasında ilginç bir kader bağı var. Devlet, Topkapı Sarayı'ndan yönetilirken kabinenin toplandığı mekânın tam üstünde semaya doğru bir kule yükselir. Bunun adı Cihannüma'dır. Sanki bu kule aşağıda toplanan devlet erkânına ayna vazifesi yapar, ona bakar âleme nizam verirler. Beyazıt'ta üniversitenin bahçesinde bugün Beyazıt Kulesi dediğimiz yangın kulesi vardır. Askeri alanda modernleşmenin başladığı III. Selim devrinde Kandilli'de bir mektep inşa edilir. Kuleler mektebin alameti farikasıdır. Halk ona "Kuleli Lisesi" der. Dubai Towers İstanbul, Arap sermayesiyle yapılacak bir kule. Fakat Arap sermayesinin İstanbul'a inşa ettiği ilk kule bu değil. Hidiv Kasrı da Arap sermayesinin bir hediyesi, denebilir. İstanbul'da Bizans'tan, Cenevizden kalma kuleler de var. Kız Kulesi, Kıztaşı, Çemberlitaş ve Galata Kulesi gibi. Dikilitaş ise mısırdan getirilme, o da Arap diyarından. Şehrimizde Kuleli diye bir çok semt, durak ve yer adı bulunuyor. Fetihten evvel İstanbul'da kuleler yükseliyordu. Fetihten sonra Osmanlı zamanında da devam edilmiş. Son bir buçuk asırdaysa kulelerden vaz geçilmiş. Onların yerini apartman çirkinliği almış. Şimdi bu tarz, alışveriş kuleleri, modern zamanların, kalkınmışlığın birer sembolü. Dünyanın en yüksek iş kulesi Malezya'da. Demek ki bu kule, gökdelen mimari, esasen İslam medeniyetine mahsus. Bu medeniyetten neş'et ederek dünyaya yayılmış. Şundan dolayı. Minare, bizatihi kule. Minare mimariinde zirveye vardık, orada bıraktık. Geçenlerde Vakıflar'ın davetlisi olarak Edirne'ye gittiğimizde hey'et olarak Selimiye Camii'nin minarelerine de çıktık. İnsan inanamıyor. Selimiye zarafetinde eser bırakan bir milletin evlatları şu çirkin apartmanları nasıl inşa eder, onlara nasıl katlanır. İstanbul silueti değişmiyor fakat zenginleşiyor. Veya değişmemeli, fakat zenginleşmeli... Minareler, Kubbeler, Kızkuleleri, Sultahamet Çeşmeleri yerli yerinde. O yerli yerinde olan kalıcı büyük eserler, sanki yeni eserlere randevu veriyor, onları aralarına kabul ediyor. Böylece Mecidiyeköy, Levent, Maslak hattında Türk ve yabancı sermayenin inşa ettiği yeni kuleler yükseliyor. Yabancı sermayenin gelmesinden korkmayalım. Fakat İstanbul üzerine titizlenenelim. Dünyada bir tek İstanbul var. Bu hamleler aynı zamanda İstanbul'un çağı yeniden yakalama arayışları, İstanbul'un yeniden inşası olmalı, ancak İstanbul kendisi de kalmalı. İstanbul'un bir ruhu var o ruh örselenmemeli, yok olmamalı. Bu kuleler yükselmeli, lakin bütündeki ahenge dikkat ederek. Trafik de düzene girmeli semt pazarı da. Cadde mağazacılığı da yaşamalı, gökdelen mağazacılığı da. Sonunda İstanbul, İstanbullu ve Türkiye kazanmalı. Cihannüma'dan Dubai Towers'a uzanan yolculuk dünyanın merkezine çıkmalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.