Öyle anlaşılıyor ki Recep Tayyip Erdoğan'ın asıl niyeti başkanlıktı. Önce partisinden kendisi veya bir başkası cumhurbaşkanı olacak, sonra 2010 gibi bir zamanda başkanlığa geçilecekti. Nitekim, Abdullah Gül'ün adaylığı kesinleşince bazıları "başbakanlığı verdi, cumhurbaşkanlığını da verir" şeklinde eleştiriler getirdiler. Erdoğan, Erkan Mumcu'nun halk seçsin teklifine hiç dönüp bakmadı. Esasında teklif yeni değildi. Ancak son zamanlarda fikri ısrarla takip eden ANAVATAN genel başkanı Mumcuydu. Mumcu ısrar ediyor, Erdoğan itibar etmiyordu. Tâ ki Abdullah Gül'ün Çankaya kazasına kadar. Anayasa Mahkemesi toplantı yeter sayısı için 367'yi şart koşunca AK Parti de cumhurbaşkanını halkın seçmesi fikrini benimser oldu. Şu kısa süre içinde 3 tavır ortaya çıktı: Birincisi usulün aynen devamından yana olanlar, CHP genel başkanı Baykal ve Prof. Teziç gibi düşünenler. Bunlar cumhurbaşkanını TBMM'nin seçmesini istiyorlar. Aksi halde rejimin biteceğini, yiteceğini, sistemin alt-üst olacağını savunmaktalar. Ortaya çıkan 367 şartıyla bu seçimin nasıl yapılacağını ise izah etmiyorlar. İkinciler, yeni gelişmeye dikkat çekmekteler. Şu arada, seçim heyecanları arasında anayasada değişiklikler oldu. Değişiklikler, Sezer'den de geçerse 184 yetecek. Şöyle diyebiliriz, yüksek mahkeme, mevcut anayasaya göre hüküm verdi. Fakat meclis, 367'yi 184'e çekti. Şimdi Prof. Özbudun gibi düşünenler bu durumda halka gitmeye hacet kalmadığını, cumhurbaşkanı da kanunu tasdik ederse TBMM'nin184'le toplanarak gayet kolay şekilde seçim yapabileceklerini ifade ediyorlar. Üçüncü grupsa eski cumhurbaşkanı Demirel, Mumcu ve şimdi Erdoğan gibi düşünenler. Bunlar halka gitmeyi müdafaa etmekteler. Bir de Prof. Kuzu gibi kesinkes başkanlıktan yana olanlar var... Hukukçuların yeni ictihadı karşısında AK Parti ne diyecek? Bu nazariye, Cumhurbaşkanının tasdiki üzerine kuvveden fiile çıkar. O zaman seçimlerden evvel mevcut meclis cumhurbaşkanını seçebilir. Dün AK Parti adayını istemeyenler, buna evet der mi? Ne değişti? Halkın korkusuyla mecburen "evet" diyebilirler. 184 Kesinleşirse sürprizle karşılaşabiliriz. Abdullah Gül, birkaç hafta gecikmeli olarak Cumhurbaşkanına gidebilir. "Siyasette 24 Saat uzun zamandır" sözü boşa denmemiş...