Cumhuriyet ve demokrasi artık Türklerin hayat tarzıdır

A -
A +

Cumhuriyet devlet, demokrasi hükümet yönetme şekli. Diğer devlet rejimleri hükümdarlık vs. Demokrasinin zıddı ise dikta, oligarşi şu-bu. Tanzimat, demokrasi ve cumhuriyete atılan ilk adımdır. 1876 Anayasası ile kanuni esasi/anayasa, seçim/intihap, milletvekili/meb'us, meclis gibi mefhumlarla tanıştık. İlk demokrasi tecrübemizdi. II. Meşrutiyetle yenilendi, fakat iyi imtihan verilemedi. Demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından biri partilerdir. Muhalefetsiz demokrasi olamaz. Daha evvel meşrutiyet rejimiyle cumhuriyetin ilk yıllarında denemeleri olsa da çok partili hayata geçişimiz esas itibariyle 1945'teki 4'lü takrir üzerine Demokrat Parti'nin kurulması ve sonucu hileli 1946 Seçimleriyle olmuştur. Bu hayatı ne yazık ki 10 yılda bir maruz kalınan darbeler inkıtaa/duraklamaya uğrattılar. Türklerde krallık yoktur. Türkler, tarihin derinliklerinden 1922'ye kadar hakan, sultan, bey ve padişah tarafından idare edilmişlerdir. Bu sebeple bizde hakanlık, sultanlık, beylik, padişahlık vardır. 1876'dan 1922'ye anayasal olarak devlet şekli meşruti monarşidir. Daha da açarsak 23 Nisan 1920-28 Ekim 1923 arası da "riyaset"/başkanlık rejimidir. Bu dönemde padişah başta mevcut olsa dahi savaş içindeki devleti fiilen Mustafa Kemal Paşa yönetmiştir. '60 ve '80 darbelerinde cumhuriyet devam etmiş, fakat darbe liderleri seçilene kadar cumhurbaşkanlığı makamı devlet başkanlığıyla yer değiştirmişti. Şimdi ise arada bir başkanlık sistemi tartışılmakta. Bu idare biçiminde cumhuriyet devam etmektedir, buna mukabil cumhurbaşkanı ve başbakanlık sıfat ve görevleri "başkan" adı verilen seçilmiş kişide toplanıyor. Klasik Osmanlı dönemi de yarı başkanlık rejimine benzer. Başbakan/veziriâzam-sadrazam hükümet etmekte ancak devlet otoritesi kayıtsız şartsız olarak padişahtadır. Bunu 1920-1938 döneminde de görürüz. Atatürk Cumhuriyeti getiren lider olarak her şeye hakimdir. Cumhuriyet ve demokrasiye geçişimiz bir gecede görülen zahmetsiz, külfetsiz rüyalarla olmamıştır. Bırakınız II. Mahmud reformlarını, temelleri tâ III. Selim dönemi Senedi İttifak'ına kadar dayanır. Dönemine göre sancılar, buhranlar da yaşanmıştır. Kan dökülür, idamlar olur vs. Son sancı, 28 Şubat "post modern" darbesidir. Sancıları, 17 Aralık 2005'te AB'den müzakere tarihi almamızla son bulmuştur. Türkler, artık hayat tarzı olarak cumhuriyet ve demokrasiyi hazmetmiştir. Aksine ihtimal vermek hatadır. Belki zaman zaman bazı müfrit davranışlar görülebilir. Bunlar her memlekette yaşanıyor. Hatta onları nostaljik olarak bilhassa elde demokratik hayatın uyumlu tarzıyla alakalı gündeme gelen bazı ihtilafları rejim problemi gibi takdim iyi niyet eseri olamaz. Vatandaşın laiklik diye bir meselesi yoktur. Başörtüsü gibi krizler de yerine oturacaktır. Bu gerçeklerden dolayı bundan böyle cumhuriyet ve demokrasi kavramlarında şüphe dönemini arkada bırakmalıyız. Bundan böyle yapmamız gereken şudur. Dün batıdan alelacele ve olduğu gibi aldığımız bazı kanun ve müesseseleri yerlileştirmek. Türkiye Cumhuriyeti, Türklerin o muhteşem "devlet-i ebed müddet" fikrinin münakaşasız devamıdır. Yüce Allah, kimseyi devletsiz bırakmasın. Osmanlı devleti, tıpkı Selçuklu devleti gibi tarih önünde vazifesini yapıp çekilirken bu millet, en kötü şartlarda dahi 7'den 70'e bütün fertleriyle TBMM ve onun reisinin önderliğinde yeni devletini kurmuştur. Şimdi yapılacak olan bakışları ufka çevirmektir. Ufukta 2023 yazılı. Cumhuriyetin 100. yılı altın çağımızın başlangıcı olmalıdır. Bu sebeple yersiz ve anlamsız tartışmalarla dikkatlerimizi dağıtmayalım. 100. yıla şahlanarak girmemizi engellemek için bölücü fitne besleniyor. Buna karşı herkesin uyanık olması gerekir. Birbirimize güvenmeli ve birbirmizi sevmeliyiz. Başka yol var mı? Kendimizden ibaret değiliz ki. 300 milyonluk Türk ve 1.5 milyarlık İslam âlemi bize bakmakta. Tarihî misyonlar yüklenebiliriz. Büyük iş yapmak, büyük düşünmekle mümkün.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.