Demokrasi organları için de diyalog

A -
A +

Devlet Bakanı Ali Babacan, ODTÜ'de konuşturulmamış. Babacan, "Türkiye Ekonomisi" konulu panelde açış konuşması yapacakmış, çoğunluğa tahakküm eden bir avuç azınlık, "sermaye temsilcisi istemiyoruz" diyerek türlü engelleme biçimleriyle bakanı konuşturmadıkları gibi dinlemek isteyen arkadaşlarını da dışarı çıkartmışlar. Oysa Ali Babacan, bu üniversiteyi 14 yıl evvel birincilikle bitirmiş ve bugün hükümet üyeliğine kadar gelmiş eski bir ODTÜ'lü. Bunu kuvvetle muhtemel ki protestocu öğrencilerin en azından ekseriyeti bilmiyordu. Eğer konuşmacıyı dinleyip kendisiyle diyalog kursalardı bunları öğrenirlerdi. Bu olay önceki güne ait, kökü ise genç insanları dar ağacına taşıyan çökük bir zihniyete dayanmakta. Dün, diyalogsuzluk örneği bir başka vak'a daha vardı. KESK üyeleri bir iki şehirde sokaklardaydı. "Kamu Yönetimi Temel Kanunu" tasarısını protesto ediyorlardı. Göze çarpanlarsa ürperticiydi. Onlar protesto gösterisi yapmaya, slogan atmaya çalışıyor, polis tazyikli su ve biber gazı sıkıyordu. Şu kış günü tazyikli suya göğüs germek kolay değil. Peki, bunu yapanlar işin esasını biliyorlar mı? Memur sayısında bir azalma olacak mı? Hidiv Kasrı'ndaki toplantıda Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'e ısrarla işten çıkartmalar olup olmayacağı soruldu, müsteşar, ısrarla böyle bir tasarrufa gidilmeyeceğini açıkladı. Bu tasarı yapılırken devlet organları arasında diyaloğa gidilmişti ama memur ve işçi sendikalarıyla aynı diyalog kurulmamış mıydı ki bu istenmedik manzaraları yaşıyorduk? Dün gündeme bir kere daha gelen, esasında hiçbir zaman da gündemden düşmemiş başörtüsü meselesi de vardı. Antalya İHL'de öğrenciler eyleme gitmişti. Çocuklar dini okul olduğu halde başlarını derste açmış fakat okul bahçesinde kapatmışlardı. Okul müdürü, modaya uyarak bahçeyi "kamusal alan" ilan ederek çocuklardan başlarını açmalarını istemiş. Onlarsa direnmiş, olaya veliler de katılmış, fakat netice alınamamıştı. Konu, TBMM Millî Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç'a intikal ettiğinde Altıkulaç'ın dediği mantıklıydı. İhtilafı siyasilerin, onlar adına da hükümetin çözmesi gerektiğini, hükümetin çözebilmesi için de CHP ile diyalog kurması lüzumunu ifade etti. Çok doğru bir bakış. Hükümet çoğunlukta olsa bile bu meselede çözüm için muhalefetle hareket etmesi lazım. Bir çok alanda olabilir ama şu gün öncelikle iki hususta iktidarla muhalefet diyaloğa gitme durumundadır. İktidar cephesinden başörtüsü, muhalefet cephesinden dokunulmazlıklar. Seçmen şimdilik beklemede, lakin makul süre geçtiği halde problem hallolmazsa hoşnutsuzluklar başlayacaktır. Muhalefet de öyle, dokunulmazlıklar meselesinde havanda su dövülüyor fakat hükümetle diyaloğa gitmiyor. Kendi grubunda konuşmak, medya önünde ağır tenkitler yöneltmek diyalog değildir. Birinde iktidar susarak diyaloğa gitmiyor, diğerinde muhalefet susmayarak diyaloğa gitmiyor. Devlet organları gibi demokrasi organları da diyaloğa muhtaç.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.