Destekle darbe, icazetle katliam

A -
A +
Mısır'da ölenler binlerce, yaralılar, on binlerce...Şiddet ihtiva etmeyen gösteri hakkı, bütün anayasalarda teminat altına alınmışken Mısır'da tanklarla, silahlarla taarruza uğradı. Halk, tam bir faşizm, katıksız zulüm yaşadı. Gamsız dünya ise katliamı maç seyreder gibi seyretti. Çünkü, o halk, batının hoşnut olmadığı bir halktır. Açıkça söylemek gerekirse şuurlu bir halk, batı için gericidir, radikaldir, fundemantalisttir.
Diktatör Hüsnü Mübarek, devrildi ama sandıktan bekledikleri sonuç çıkmadı. Seçimler, meşru şekilde yapılmış olsa bile seçilen Adalet ve Hürriyet Partisi, kayıtsız ve şartsız batıya tabi bir parti değildi. Demokratik usulle gelmiş olsa da bu gerici iktidar gitmeliydi.
Destekle darbe, icazetle katliam gerçekleştirildi...
İktidarına karşı darbe, öz halkına karşı katliam yapan bir ordu, milletin ordusu değildir. O hakikatte bir işgal ordusudur. Batı, böylesi bazı sözümona orduları, İslam Coğrafyasını elinin altında tutmak için taşeron silahlı güç olarak kullanmaktadır. Mısır Ordusu, Amerika'nın, Suriye Ordusu, Rusya'nın güdümündedir....
Ne yazık ki Kahire ve diğer şehirlerde binler ölüp, on binler yaralanırken dünyanın sesi çıkmamakta. Ölen Müslümansa dert etmeye değmez! Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, Afrika Birliği ile dünya liderleri katliamı susarak seyrettiler.
Türkiye hariç...
Ya kayıtsız bakışlarla seyrettiler.
Veya sanki çarpışan iki taraf varmış gibi gülünç şekilde itidal çağrısı yaptılar.
Veya haksızlık karşısında sustular...
En insaflı olan  sığ cümlelerle "derin endişe duyduğunu" söyledi.
İşbaşına gelen,  AHP değil de batı yanlısı bir parti olsa ve o parti, bu yaşananlara maruz kalsaydı biz, yine aynı şeyleri yazar, batının, batılı kurumların, dünya medyasının ve dünya liderlerinin de tepki vermesini isterdik.
Darbeye "darbe" diyemeyen, kanlı katliamı seyreden dünya, utanma hissini Nil nehrine düşürdü. Bu sefil dünya, Adeviyye'de insanlık imtihanından sınıfta kaldı.
Şu unutulmamalı ki öldüren zalimler, kötülüğü öldürdüklerine değil, kendilerine yaptılar:
Şahadet, ebedi hayata, ebedi olan Allah'a ve Sevgililer Sevgilisine -aleyhisselam- inanmış olanlara ilâhî bir armağandır.
Sanılmasın ki katliamla ümitler de katledildi:
Karanlığın en koyu olduğu ân, şafağa en yakın zamandır.
İmanı Nil nehri kadar berrak, kalbi Akdeniz kadar zengin olanlar, içi firavun mezarları gibi karanlık olanlara elbette galip gelecektir...
Dua:
-Ey minicik Ebabil kuşlarının minicik çırnaklarındaki minicik taşlarla müşrik ordularını perişan eden  Allahım!.. Zalimleri sana havale ettik.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.