DEVLET AKLI

A -
A +
24 Kasım 2014 yakın zamanlarımızın en tehlikeli takvimlerinden biri oldu. O gün, iki F 16 uçağımız, "5 dakika içinde 10 defa hava sahamızı ihlal eden bir Rus jetini vurarak düşürdü." Pilotlardan biri Bayır-Bucak Türkmenleri tarafından ölü, diğeri sağ ele geçirildi.
 
Bu olay, Türkiye ile Rusya’yı savaşın eşiğine getirdi. Bütün Türk-Rus tarihi boyunca ilk defa son 30 yılda dostluklar kurmuş ve bu dostluğu çok ilerletmiş iki komşu, yeniden eski günlere dönme noktasına gelmişlerdi.
2016 yılı ortalarına kadar devam eden bu sancılı durum, her iki ülkeye turizmden ekonomiye, enerjiye kadar çok fazla miktarda ziyan verdi. Ayrıca Rusya ile görüşmelerimiz kesildiğinden Suriyeli mazlumlar da Moskova politikalarından çokça sıkıntılar yaşadılar veya bir başka söyleyişle bu soğukluk ve gerilimin kazançlısı Baas rejimi oldu.
Belli ki o ilk günlerin heyecanından sonra bazı soru ve şüpheler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın zihnini kurcalıyordu. Bu uçak düşürme krizi, gösterildiği gibi değildi. İşin içinde bir el, Türkiye-Rusya dostluğunu istemiyordu. Bundan dolayı savaş sebebi olacak böyle bir tezgâh hazırlanmış ve asker ve siviliyle Türkiye yönetimi aldatılmıştı. 2015, Türk-Rus münasebetleri bakımından ölü bir yıl oldu. Bugün anlaşılıyor ki Tayyip Erdoğan, kafasındaki sorulara cevap arıyordu. Bu arayış, 22 Mayıs 2016'da Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yerinden ayrılması ve Binali Yıldırım'ın Başbakanlığa gelmesiyle sonuçlandı. Başbakan Yıldırım, ilk beyanatlarını dostluk üzerine inşa etti. "Düşmanlıkları azaltacak, dostlukları çoğaltacağız" diyordu. Bu arada bu kurgulanmış gerginlik turizmi kötü vurmuştu. Rusya'da da zirai ürünler kötü etkilenmişti. İhtilafın kazananı yoktu.
Bu muhakeme ve muhasebelerden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Haziran 2016'da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'e mezkûr hadise sebebiyle üzüntülerini dile getiren bir mektup gönderdi. Mektubta hayatını kaybetmiş pilotun ailesine telafi bedeli vermeye hazır odluğumuz da dile getiriliyordu. Karşı taraf her ne kadar asık suratlı görünüyor idiyse de mektubun büyük etki yaptığı sezildi. Ardından da Cumhurbaşkanı kalkıp Sen Petersburg'a gitti. İki lider, bu tarihî şehirde vak'ayı enine-boyuna görüştüler. Bu  yüzyüze teması, 3 Eylül'de Çin'in Hangzhou kentinde yapılan G 20 Zirvesindeki konuşmaları takip etti.
Dün İstanbul'da 23. Enerji Zirvesi'ndeki buluşma, üçüncü müzakeredir. Bu büyük zirvede Türkiye ve Rusya tarafı, Türk Akımı, Akkuyu Nükleer Santrali gibi bir düzine civarında projeye imza atmaktalar. Ancak bunlardan daha önemlisi, iki liderin Suriye'yi masaya yatırmalarıdır. Bugün Suriye mevzuu hariç, Rusya ile bir buçuk yıl süren o çok tehlikeli sürtüşmeden eser kalmamıştır. Ne var ki bütün bunlar olurken Rusya, hem Halep'i bombalamakta ve hem de Halep bombalanmasın diyen BM kararını veto etmekte...
Uçak düşürmek, ne Türkiye'ye ne bölgeye hiç bir menfaat temin etmedi. Uçak düşürmenin, TSK içine sızmış FETÖ örgütünün dış istihbaratlarla işbirliği yaparak Türk-Rus dostluğuna kurduğu bir tuzak olduğu 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle çok net şekilde anlaşıldı. Zaten düşüren uçak pilotları da darbeciler cümlesinden olarak şu an içerdeler...
Bütün bu olup bitenlerden sonra manzara şudur:
Türk-Rus münasebetleri, Rus-Baas münasebetleri, Amerika-PYD münasebetleri iyi yoldadır. Bir başka izah tarzıyla; Türkiye'nin dostları aynı zamanda Türkiye'nin düşmanlarıyla da dostlar. Bu yumak, nasıl çözülüp de güzel bir halı dokunabilir? Washington'un Ankara-Moskova, Ankara'nın da Washington PYD ve Washington FETÖ ilişkilerinden ne kadar rahatsız olduğu açık.
Türkiye 24 Kasım 2014'te millî heyecanıyla hareket etmişti.
Bugünse devlet aklıyla hareket etmekte.
Devlet aklında sabır ve soğukkanlılık esastır.
Bu damıtılmış aklı kullanarak:
Moskova, Suriye'de barışa mecbur edilmelidir. Bir insanın hayatı çok şeyden değerlidir. Diğer taraftan; Türk-Rus münasebetleri iyileştirilirken Türk-Amerikan münasebetleri kötüleştirilmemeli. İttihadçı politikaları değil, Sultan Abdülhamid Hân siyâseti rehber alınmalı. Keza Amerika da hissî davranarak Türkiye'yi bırakıp PYD gibi militanlaşmış kabileleri ve FETÖ gibi tabanı olmayan bir örgütü dost seçip abes bir yolda yürümekten çıkmalıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.