Devlet-i ebed müddet

A -
A +

Devletimizin ismi Türkiye. Bu devletin bir önceki ismi ise Devlet-i âli Osman idi. 1876'dan sonraki hükûmet şekli meşruti demokrasiydi. Osmanlı devletinden önceki devletimiz, Selçuklu Sultanlığı'ydı. Daha evvel de Hanlıklar, Hakanlıklar bulunmakta.

 

"Türkiye" adını Cenevizlilerden başlayarak Avrupalılar Osmanlı devleti için kullanmışlardı.

 

Tarihte "Türkiye" isimli ilk devlet, Ed'devlet'it Türkiya ismiyle Mısır'da kurulmuştu. T.C., ağaç diplerinde sürgün veren mantarlar gibi birden ortaya çıkmadı. Böyle bir savunma devlete de millete de hakarettir. O, bir devamlılığın tezahürüdür. Devamlılık ifade eden ismi Osmanlı ecdadımız vermiştir. Bu isim şudur: Devlet-i Ebed Müddet. 'Ebediyete kadar devam edecek devlet'.

 

Türkiye Cumhuriyeti, 89 yaşında. Bir zihniyet, başlangıçtaki kavgaları sürdürmek istemektedir. Kendilerini cumhuriyetçi, Atatürkçü ve laik sayan bir sınıf zorbalaşarak, bir zıt cephe de ihdas edip onlara "cumhuriyet düşmanı" demişlerdir. Bugün böyle bir iddiaya sadece gülünecekken birtakım politikacılar hâlâ istismar çirkinliğindeler.

 

İki yanlışlığın düzeltilmesi gerekir. Bunlardan biri Osmanlının ilk günden son güne kadar mutlakiyetle yönetildiği. İkincisi, Cumhuriyetin ilk günden bugüne demokrasiyle idare edildiği fikridir. İkisi de doğru değil. Aslına bakarsanız "mutlakiyet" hükmü de hatalıdır. Yine de bu kelimeyle ifade etmek gerekirse 1876 Kanun-ı Esasisiyle birlikte meşrutî, bir diğer söyleyişle taçlı demokrasi devri başlamış, Osmanlının son meclisi, Cumhuriyetin ilk meclisi olmuştur. Hatta Türkiye Cumhuriyeti hudutlarını TBMM değil, Meclis-i Meb'usan çizmişti. Onun "Misak-ı Millî" diyerek yeminle tesbit ettiği hudutları Cumhuriyet kadroları ve Lozan Muahedesi bire bir kurtaramamıştır.

 

Şunu demek istiyoruz: İlk asli varlık ahalidir, ikinci asli unsur ise topraktır. "Millet" demiyoruz çünkü millet ve vatandaşlık gibi mefhumlar, yenidir. Ortak paydalara sahip bir ahali, yaşamak için bir toprağı seçtiğinde oraya memleket veya ülke denir. Bu ahalinin bu memleket üzerinde kendini idare etme mutabakatı akdedilince devlet ve vatan doğmuş olur. 3 bin sene evvel o toprak başka bir yerdi, devlet şekli Hanlık, Hakanlıktı, bin sene evvel toprak aynı iklimdi devlet Sultanlıktı. 89 sene evvel toprak yine burasıydı, devlet Padişahlıktı, 89 seneden bu tarafa bu topraklardaki devletin şekli Cumhuriyettir. Kim bilir? Belki 200 sene sonra dünyada başka bir yönetim tarzı çıkar, o günkü nesiller de bunu tercih ederler. Öyle ise değişen devlet değil, idare şeklidir.

 

Son söz: Geçmiş, mevcut ve gelecek devletlerimizin hepsinin ortak ismi, Devlet-i Ebed Müddet'tir. Bu, Devlet-i âli Osman'ın olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin de üst kimliğidir. Devlet-i Ebed Müddet üst kimliği, iyi kavranır ve iyi anlatılırsa bölücülüğün tedavisinde iyileştirici bir imkân doğar. Bu topraklardaki her nüfus, asırlardır bu hüviyetle, bu kimlikle yaşayagelmektedir.

 

     *

 

Bu yazı, 30.10.2012 tarihinde Türkiye gazetesinde yayınlanmıştır.

 

Makalenin muhtevası, her devirde yerini  koruduğu ve bugün bu fikre, her zamandan daha fazla ihtiyaç olduğundan bir defa daha dikkatlere sunmak istedik... 

 

Arzu eden okuyucularımız, www.turkiyegazetesi.com.tr adresinden arşive girerek bu yazımızı sesli olarak da bizden dinleyebilirler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe 2 Temmuz 2024 22:55

Devlet baba geleneğimizde sınıf ayrımı yoktur. Adalet devletin temelidir. Evlatlarına adil davranır. Fırat'ın kenarında bir kuzuyu kurt kapsa, hesabı ondan sorulur. Onun için tedbirini alır. Kurtlara bile "kar kuzuları" der, aç kalıp köylere inmesinler diye et verir... Mumu bile idareli kullanır ki tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır...