Cumhuriyeti bir devlet rejimi olarak tercihin 85. yılındayız. 85 yıl devlet hayatında az bir zaman değil, fakat çok da değil. Ancak bu devletin yönetim biçimidir. Devletimizin kendisi ise 5 bin yaşındadır. Bu zaman zarfında türlü mekânlarda, türlü devlet isimleriyle türlü idari tarzlarda yönetilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Devlet-i Ebed Müddet unvanlı Büyük Türkiye'nin bir cüz'üdür. Nitekim 2071'de sadece Anadolu'daki varlığımız bin yıl olacaktır. 26 Ağustos 2071'de yeniden cihan devleti olmamız en büyük rüyamızdır. Bir anlamda da şu bölgedeki her nev'i kavga bu yükselişimizin önünü kesmek içindir. Bu beş bin yıl zarfındaki en uzun ömürlü ve şanlı tarih, insanlığa Osmanlı Türk Medeniyetini armağan Devleti Ali Osman'dır. Türkiye Cumhuriyeti, bütün kurum ve kuruluşlarıyla o büyük devletin mirasçısı ve devamıdır. Diğer taraftan hükümet şeklimiz olan demokratik hayat 1876'dan beri vardır. Osmanlıda ilmiye/medrese/üniversite, seyfiye/ordu, adliye/yargı aynen yeni dönemde de önem ve değerini korumuştur. Şimdi medya gibi STK gibi daha başka unsurlar da mevcut. Osmanlıda olduğu gibi TSK bugün de aynı zamanda İslam âlemi için bir kalkandır. Devlet laiktir doğru, fakat İslam dini, bugün de milletin varlık, dirlik ve düzeni için gök kubbenin orta direğidir. Hukukta yerli hukuk terk edildiği için o alanda hâlâ millilik vasfı eksiktir, boşluk sancılara yol açmaktadır. Atatürk, cumhuriyeti birlikte kurduğu arkadaşları gibi bir Osmanlı Paşasıdır. Şayet, Sultan Vahideddin'in kızı Sabiha Sultan ile evlenebilseydi o da saraya damat olacaktı. İç ve dış gelişmeleri çok zekice takip ederek erken yaşlarda inkılaplarına varıncaya kadar kendine bir yol haritası çizdi. Ne var ki onun da etrafını hemen her liderin başına geldiği gibi dalkavuklar sardı. Kemal Atatürk'ü kitlelere insanüstü olarak takdim ettiler. Halbuki onun da insani zaaf, çıkmaz, ümit ve öfkeleri vardı. Devletsiz olmak bir milletin başına gelecek en büyük felakettir. Türk milletini devlet hayatından mahrum bırakmayan kahramanlar, dünya durdukça hayırla yâd edilecektir. Bugünü takdir etmek, dünü yerin dibine batırmaya gerek yok. Cumhuriyeti kuranlar da insandı, Padişahlar da. Hepsi bu topraklarda yetişmiştir. Tarih ders almak içindir. Oraya çakılıp kalmak için değil. Bir medeniyet koşusundayız. Tarihimizi tanıyabildiğimiz, o günleri manivela olarak kullanabildiğimiz nisbette bugün sıçramalar yapabiliriz. Hedeflerimiz kısa vadede 2023, uzun vadede ise 2071'dir. Yolumuzdaki en büyük engel terördür. Terör, emperyalizmin maşasıdır.