Diyarbakır'ın şanssızlığı

A -
A +

Birkaç ay evvel Diyarbakır belediye başkanı Osman Baydemir'i bir televizyon programında uzun uzadıya takip ederken bir çok kimse gibi biz de bir hayli ümitlenmiştik. İşte nihayet Diyarbakır, şanssızlıktan kurtuluyordu, aklı selim sahibi, ne dediğini bilen, bu ülkeyi bütünüyle seven bir belediye başkanına kavuşmuştu. Bu başkan bizden biriydi, kök olarak nereden geldiğinin ne önemi vardı? Onu böyle görmüş, bu görüşle iyi bir yere oturtmuştuk. Diyarbakır adına memnunduk. Türkiye'de terörden en fazla çeken iki şehir vardı: İstanbul ve Diyarbakır. Onlar, birbirinin simetriğidir. İstanbulsuz bir Türkiye olamayacağı gibi, Diyarbakırsız bir Türkiye de mümkün değil. Her iki medeniyet sembolümüz de dehşet dolu 10 yıllar yaşadı. İnsanlar sokağa çıkamadı, çok vatandaş öldü, kepenkler indi. Şimdi yeni bir dönem başlıyordu. AB prensipleri hayata geçmekte, ülke, özlenen huzur ortamını yakalamaktaydı. Şu televizyonda konuşan başkanın dediklerine kimin ne itirazı olabilirdi? Milyonlar böyle düşünüyordu... Diyarbakır, kalkınma rüzgârını yakalamış, ürkülen, korkarak gidilen şehir olmaktan çıkmaktaydı. Tam bu esnada beldeye en büyük kötülüğü Diyarbakırlı seçmenin kendi eliyle iş başına getirdiği Osman Baydemir yaptı. Osman Baydemir, resmi arabayla bekçi katili teröristin evine taziye ziyaretine gitmişken basın mensuplarına yakalandı. Başkan, "taziye dîni ve örfî bir vazifedir" diyor, doğru. Ancak neden sadece teröristin ailesine ziyaret, bekçinin ailesi bir başka dinden mi? Öyle bile olsa yine de taziye gerekmez miydi? Teröristin ailesinin de terörist olmadığı en azından nazari olarak savunulabilir. Onun için, belediye başkanı "ben, bu şehrin, bütün bu halkın başkanıyım, dolayısıyla şehit bekçinin ailesine ziyarete gittiğim gibi, diğer aileyi de ziyaret ettim, suç şahsîdir, ailesi ne yapsın, neticede evlatları..." diyecek hakka sahip olsaydı kimse bir şey diyemezdi. Böyle olmadı, Diyarbakır belediye başkanı, kendi halkı arasında taraf tutarak yalnızca teröristin ailesine gitti. Kınanınca da şehit ailesi tarafından yalanlanan diğer ziyaretten söz etti. Osman Baydemir, Diyarbakır'a büyük kötülük yapmıştır. Şehrin imajı yeniden zedelendi. Herhalde içişleri bakanlığı veya yargı, gerekli tedbiri alacaktır. Bu arada Diyarbakırlıya da büyük görev düşmekte. Diyarbakırlı, terörden yana olmadığını açık ve net bir şekilde ortaya koymalı. En doğru kararsa belediye başkanının kendisinin istifa etmesi. Osman Baydemir, ya istifa etmeli veya hata ettiğini beyan ederek şehit Hamza Yoldaş, şehit ailesi ve kamuoyundan özür dilemelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.