Durmak yok, yola devam!

A -
A +
Halil Paşa Topçu Kışlası, 1780'de III. Sultan Selim tarafından mimar Krikor Balyan'a inşa ettirilmiş; Osmanlı, Hind ve Rus mimarî üslubunda bir muhteşem eserdi. Önce Kabakçı Mustafa isyanıyla tahrip oldu, sonra da 31 Mart Vak'asını yaşadı. İlkinde III. Selim hayatını, ikincisinde II.Abdülhamid, tahtını kaybetti. Üçüncüsündeyse kışlanın kendisi bahtsızlığa uğradı:
1940 Yılına gelindiğinde Lütfi Kırdar, CHP'nin İstanbul valisi ve belediye reisidir. İstanbul'un yabancı mimarlar rehberliğinde Tek Parti zihniyeti tarafından mahvedildiği günlerdir. Osmanlı payitahtından sanki intikam alınmaktadır. Nice cami, sebil, saray ve benzerleri yerle bir edilir.
Avusturyalı şehirci Henri Prost, Topçu Kışlasının yıkılıp mahalle kurulmasını tavsiye eder. İsmi, bugün bir kongre merkezinde devam eden Lütfi Kırdar, bu isteği yerine getirir. Fakat mahalle değil, yıkılan kışlanın yerine Taksim Stadı yapılır. Sonra o da kaldırılarak buraya Taksim Gezi Parkı denir.
Taksim Parkı, sanıldığı gibi ailelerin pek gidip gezdikleri, dinlendikleri bir yer değildir, hiç bir zaman da olmadı. Aileler oraya rağbet göstermedi. Uyuşturucudan daha başka pazarlıklara kadar aykırı işlerin mekânı olduğu emniyet kayıtlarındadır.
Bugün Hükümetin yapmak istediği, Taksimi yayalaştırma projesi çerçevesinde Halil Paşa Topçu Kışlası'nı veya diğer ismiyle Taksim Topçu Kışlası'nı yeniden tarihi hüviyetine kavuşturmaktır. Böyle bir kadirşinas teşebbüs, başka memlekette olsa ödül alırdı. Bizde ise istismar edildi.
Önce ağaçların kesileceği haberi yayıldı.
Sonra AVM yapılacağı söylendi.
Bu iki iddia göstericilerin dayanakları oldu.
Belki de başlangıçta gerçekten bir kaç iyi niyetli çevreci, ağaç koruma adına parka gitmişlerdi. Ne var ki kurt dumanlı havayı sever, marjinal gruplar devreye girdiler. Tek Parti zihniyeti de derhal şemsiyesini açtı. İktidar yıpransın gerisi hiç mühim değildi. Müdahaledeki şiddet, yangına benzin oldu.
Başbakanın açıklamasından anlaşılıyor ki kesme yokmuş, az sayıda ağaç, Çağlayan Parkı'na nakledilmektedir. AVM de yapılmayacaktır, kışlanın içine muhtemelen Şehir Müzesi kurulacak.
Polis, daha itidalle hareket etse iyi ederdi. Sayın Erdoğan, açıklamasını erken yapsa çok daha iyi olurdu. Bunlar doğru. Ancak, asıl mesele, bir zihniyetin hasım tavrıdır. 70'lerde, 80'lerde sol örgütler, Taksim'de hangi bayraklarla gösteri yapıyorlardı ise Gezi Parkı'na da aynı bayraklarla geldiler.
Tek Parti zihniyeti, Vatan caddesinin yapılmasına, Boğaziçi Köprüsü'ne, köprü hisselerinin satılmasına, FSM Köprüsüne muhalefet etti. Şimdi YSS Köprüsüne de muhalefet etmekte. Taksim Kışlası'nın aslına rücu etmesine karşı çıkanlar da aynı zihniyetin mensupları. Zaman içinde öncekilerden dolayı hep mahcup oldular, kendi kendilerine hakaret ettiler. Yarın YSS köprüsü Boğaz'ı, Halil Paşa Topçu Kışlası da Taksim'i bir mücevher gibi süslediğinde yine mahcup olacaklar.
Yine kendi kendilerine hakaret edecekler...
Sabreden kazanır.
Sarsılmak yok, geri adım yok.
Durmak yok, yola devam!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.