Büyük âlim Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Tefviznâme isimli eserinde şöyle der:
Hak şerleri hayr eyler/Zannetme ki gayr eyler/Arif ânı seyreyler/ Mevlâ görelim neyler/Neylerse güzel eyler.
Tefvizname, sanki "sizin hayr bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayr vardır" âyet-i kerîmesiyle "vaki olanda hayr vardır" hadis-i şerifinin yorumudur. Niçin ve neden faslı kaderin perdeler ötesindeki sırlarına girdiği için kötülüğün yaratılma sebebini bilmiyoruz. Ve fakat kötülükten, şerden de yine onu halk eden Allah'a sığınmaktayız...
Darbeler arkada kaldı diyerek seviniyorduk. Başbakan Erdoğan iyi çalışıyor ve iyi çalıştırıyordu. Bölgenin de dünyanın da yükselen yıldızı olmuştuk. 10 yıla bir asırlık hizmet sığdırılmıştı. Bu refah, bu kalkınma, sadece 76 milyonu değil, 1.750 milyarı da bahtiyar etmekteydi. En güzeli de artık ağlayan analara yeni analar eklenmiyordu. Güneydoğuya, doğuya yatırımcılar gitmekteydi. Ülke, bir güzel iklime girmişti. 12 Eylül 1683 II. Viyana Bozgunu'ndan bu yana bu yüz güldüren havayı ilk defa teneffüs ediyorduk. Ufkumuza büyük hedefler koymuştuk. 2023 Büyük Türkiye diyorduk. 10 yıl sonra dünyanın onuncu büyük kudreti bizdik. 26 Ağustos 2071 Malazgirt Meydan Muharebesiyle bu mübarek toprakları vatan tutmamızın bininci yılı olacaktı. O tarihlere bir vasiyet bırakmıştık, Devlet-i Ebed Müddet yeniden Cihan Devleti Türkiye olacaktı.
Bu manzara çekilemedi; Batı gerilerken yeni Türkiye yükseliyordu. Böyle bir keyfiyet, Haçlı Ruhunu gazaba getiriyordu. Önce Suriye gailesiyle kuşatıldık. Olanca gayretlerine rağmen bizi ateşin içine çekemediler. Her mazlum İslâm milletinin yanında yer alıyorduk. Fakat modern sömürgecilerin istediği gibi sıcak çatışmalara dahil olmuyorduk. Zira I. Dünya Harbinin o felâket dolu tecrübesi, hep aklımızdadır. Suriye ile vurulamayınca bu defa yıkıcı hamle içerden geldi. Zahiren yolsuzluk soruşturması, esasta ise polis-yargıç cuntasıyla darbeye kalkışılmıştı. 17 Aralık 2013 kıl payı kurtarıldı. 25 Aralıkta tekrar edildi. Hüsnüniyetin karşılığı devleti içerden ele geçirme şeklinde tecelli etmişti.
Şimdi devlet, silkinip toparlanma yoluna girmiştir. Bir Başbakanın tarih önünde asılsız beyanda bulunması imkânsızdır. Sn. Tayyip Erdoğan, sadece kendisinin, aile efradının değil, Sn. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de dinlendiğini söylemekte. Bu çok vahim, çok pis bir gerçektir. Üretilmiş delillerle birtakım isimlerin mahkûm edilmesinden sonra bir de bunların olmaması gerekir. Şimdi görülmekte ki ÖYM/Özel Yetkili Mahkemeler, TM/Terör mahkemeleri yargı terazisi olarak değil, silah olarak kullanılmış. Bu sebeple bunların nihayet bulması, dinlemelerin istisnai ve zor olması, iade-i muhakeme zaruret haline gelmiştir.
Devlet, çok yönlü bir badire daha atlattı. Şayet, Hükümet kuvvetli, Hazine güçlü olmasaydı, bu süreç çok zor olurdu. Bu sebeple "Hak, şerleri hayr eyler" diyoruz. Döviz pahalılandı, faizler yükseldi, lokomotif sektörler, aile bütçesi yara aldı ama bunlar aşılacak. Korkmaya gerek yok.
Son Söz:
-Dürüst sallanır; fakat yıkılmaz!
Sn. Erdoğan, dürüst bir insandır.