Mübarek üç ayların ilki olan receb-i şerif, aynı zamanda
haram/saygı gösterilen aylardandır. Devri cahiliyedeki müşrikler;
kızlarını diri diri toprağa gömen putperest cahiller, 'haram aylar'da
muharebe yapmazlardı. Onların bile bir savaş ahlakı vardı. Müşrikler,
recep ayına hürmeten savaşmaz, kimseyi öldürmez, kan dökmezken konu
mankeni Beşar Esed'in cuma gününü de recep ayını da dinlemeyip ülkesini
ve çevresini kan gölüne çevirmesi sosyalizm müsveddesi Baas rejiminin ne
kadar ilkel ve ne kadar vahşi olduğunu isbata kâfidir.
Esed, sona yaklaştığının farkında. Dünya liderleri, O'nun yerine kimin
geleceğini telaffuz etmeye başladılar. Bunu düşünsünler ama tercih
gerçekçi olmalı. Müstakbel lideri seçmekte yapılacak hata, iyileşmenin
gelmesini geciktirecektir. İthal lider olmaz. Lider yerli, vasıflı,
samimi ve cesur olmalı.
Lübnan, Ürdün, Filistin, Suriye, Irak...Memalik-i Osmanî/Osmanlı toprakları.
Buralarda Arap, Türkmen, Kürt, Çerkez, Ermeni vs. yaşamakta. Farklı din
ve mezhepler var. Bundan dolayı ihtilaflar bitmemekte, savaşlar
durmamakta.
Halbuki Osmanlıda vaziyet farklıydı. Devlet-i ali Osman, üç kıtaya
yayılmış uçsuz-bucaksız bir coğrafyada bunu nasıl başardı? Osmanlıdaki
idare sanatının sırrı neydi? O devirde birçok din, mezheb, tarikat, ırk
ve kültür aynı mes'ud gök kubbe altında asırlarca birlikte ve sulh ve
sükûn içinde yaşadılar. Bu baharı hâzana çeviren Fransız ihtilalinin
ırkçılığı körükleme fitnesidir.
650 sene süren muvaffakiyetteki sır adalettir. Müslim ve gayrı müslim
herkese verilen can, mal, ırz teminatıdır. Osmanlı Devletini büyük ve
devamlı yapan adaletiydi. "Hukuk devleti" mefhumu yeni keşfediliyor.
Biz, bunu yerine göre padişah da muhakeme ederek asırlar öncesinde
göstermiştik. Osmanlı bir hukuk devletiydi. Hukuk ve adalete dayanmayan
bir devlet, 650 sene değil, 50 sene bile zor ayakta kalır.
Ecdadımız, yaşadıkları zaman ve mekâna "Osmanlı Sulhü" diye mühür
basabilmişti. Çünkü Osmanlı, katıksız Sünnî ve fakat tavizsiz adalet
sahibiydi. Şer'i şerife mugayir/hukuka aykırı her şey redde mahkûmdu.
Her Cuma Selamlığında bir manga askerin, Sultanın yüzüne karşı "mağrur
olma padişahım, senden büyük Allah var!" demesi ihtimale karşı da
alınmış bir tedbirdir. Padişahın kalbinde hem Allah korkusu ve hem de
Allah sevgisi yer etmişti. Onların yetişme tarzları buydu. Selçukluda da
Osmanlıda da Sultanın rol modeli, rehberi Sevgili Peygamberimizdi
-aleyhisselam- O'nun usulü ve O'nun üslûbu hayat ve yönetim tarzlarıydı.
Adaletsizlik zulümdür. Zulüm, hiç kimseye reva görülemez. Zulmeden
kaybeder. İşkence yapan, çocuk, kadın, yaşlı, sivil öldüren zalimdir.
Müslüman olmasa bile mazlumun ahıyla, bedduasıyla Allahü teala arasında
engel yoktur.