Düşünce egzersizi

A -
A +

Yıllar yılı dış politikamızı Kıbrıs tartışmaları doldurmuştur. Bu durumu zaman zaman kınadığımız oldu. Bir koca devletin ağırlıklı dış meselesi bir adanın üçte birinden ibaretti. Öyle veya değil. Şimdi onun yanına bir de Irak problemi geldi. Irak'a asker göndersek de göndermesek de orası bir Kore değildir. Kore'ye NATO'ya girebilmek için gittik. Komünizm, insanlığı tehdit etmekteydi, bu tehdide karşı hür dünyayla birlikte hareket ettik. Beyazsaray, Irak harekâtına da nükleer silahlarla insanlığın tehdit altında olduğuna dair bir görüntü vermek istediyse de iddia asılsız çıkmıştır. Hem gerekçe asılsız çıktı hem söz tutulmadı. Amerika, Irak'a bir halkı bir diktatörün elinden kurtarmak için gittiğini ilan ediyordu. Niyetse başkaydı, bu ülkenin zengin petrol yataklarına sahip olmak.Varılan sonuç şudur. Ezilen, Irak halkıdır. Bu halk diktatörlü günleri özlemeye zorlanıyor... Amerika, Irak'la çıkmaz sokağa girmiştir. Sürekli kayıplar vermekte. Irak'ta vatan şuuru geliştiği ölçüde kayıplar artacaktır. Kayıplar arttıkça Amerikan kamuoyundaki huzursuzluk da tırmanacak. Nitekim Demokratlar, 30 bin asker daha gönderilmesini teklif etmekte. Bush'sa bunu kabule yanaşmıyor. O'na göre Irak'taki 140 bin askere ilaveten 30 bin asker daha yollamak mağlubiyeti ilandır. Demek ki gizlenen bir mağlubiyet mevcut. İktidardaki Cumhuriyetçiler, gizliliği muhafaza için ilave asker göndermeyeceklerini ihtiyacın başka ülkelerden takviye edilmesi gerektiğini açıklamaktalar. Bu açıklamalar, Türkiye'de asker gönderme-göndermeme tartışmalarının yapıldığı bir zamana denk geliyor. Amerika, Vietnam'dan beter günlerin kendilerini beklediğini görmekte. Onun için tezkere reddinden sonra hiç de yakınlık göstermedikleri Türkiye'ye dört elle sarıldılar. Bunlar devam ederken arka arkaya izahsız vak'alar da olmakta. Türk Özel Birliği'nin Amerikan askerlerinin saldırısına uğraması. BM bürosuna saldırılması... Türkmenlerin öldürülmeleri. Hepsinin temelinde kışkırtma ve hepsinin temelinde Amerika'nın sorumluluğu var. İkiz kulelerin yıkılması gibi bir muamma. Böyle bir ortamda asker gönderilme meselesi tartışılıyor. Çok netameli bir konu. Mecburiyetler bulunuyor. Türk milletinin ve Irak halkının ikna edilmeleri lazım. Niçin gitmemiz gerekir? Neden geldik? Mehmetçik oraya Amerikan askeri yerine ölmeye gitmiyor. Mehmetçik işgal için, zulüm için gelmiyor. Mesele sürüncemede kaldıkça iş daha da çatallaşacak. Şuna bilhassa dikkat edilmeli. Emrivakilerle oraya sokulmak gibi vahim bir durum hasıl edilmek isteniyor. Türkmenlerin öldürülmesine böyle bakılamaz mı? Üstelik bir de bu kışkırtmalar iç içe maksatlar taşımakta. Kürtlerle aramız açılacak senaryolar düzenleniyor. Kolay işler değil. Marifet zoru başarmakta. Tuzağa düşmeden, her şeye rağmen yüksek milli menfaatlerimizi hayata geçirmek... 5 yıllık değil 500 yıllık menfaatlerimizi düşünmek zorundayız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.