Yıl 1971, mekân Cağaloğlu'ndaki MTTB binası... Kitap Kulübü, bir seminer tertiplemiş, bir grup talebe, subay olan o günkü konuşmacıyı dikkatle dinliyoruz. Masonları anlatıyor. Hiç de kolay anlaşılacak şeyler değil. Karanlık bir dünyadayız. Yalnız, dinlediklerimizden birini hiç unutmadık. Konuşmacı, Galata Köprüsü'nden Karaköy'e giderken sağdaki rıhtım caddesiyle meydanın kesiştiği barok stildeki tarihi binayı tarif ederek çatı duvarındaki iki heykele dikkat çekti. Dediğine göre heykellerden elinde çekiç olan Masonların üstadı Hiram Usta, diğeri de anasıydı. Hakikaten öyle miydi? Bilmiyoruz, gün yüzüne çıkan bazı bilgilerle o anlatılanları birlikte değerlendirmek lazım. Bugün Mustafa Reşid Paşa, Âli Paşa, Namık Kemal, Ziya Gökalp, Talat Paşa, Şükrü Saka, Hasan Ali Yücel, Lütfi Kırdar, Enver Ziya Karal, Reşat Nuri Güntekin, Mithat Cemal Kuntay... gibi sadrazam, sosyolog, başbakan, bakan ve edebiyatçı tarzında onlarca ismin mason olduğu artık gazete sütunlarına kadar intikal etti. Masonluk, II. Meşrutiyetin ilânından hemen sonra resmen kurulsa da Cumhuriyet döneminde Atatürk tarafından yasaklanmıştı. Sonra hep yer altında kalarak dışa sıkı sıkıya kapalı bir şekilde varlığını devam ettirdi. Hakkında bir şey bilinmiyordu, sisler içindeydi. Halk, çok kesin bir şekilde Yahudi emellerinin paravan teşkilatı olduğuna inanıyordu. 1980'lerde Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar ismiyle tekrar resmiyet kazandılar. Evvelsi akşam bu derneğin Yakacık'ta bulunan İngiliz Köşkü'ndeki locasına intihar saldırısı oldu. Tam seçimler öncesi bir terörist plan hayata geçiyor. Buraya mim koyunuz. Yakacık gibi uzak semtlere kadar uzanmış zengin ve dış dünyayla irtibatı güçlü bir derneğin hedef alınmış olması hükümete ve istikrara dönük bir eylemdir. Arkada kim var onu araştırmalı. "El Kaide" diye şartlanmak da yanlış. El Kaide ismi artık terör dünyasının bir pazarlama unsurudur. Yanıltmak, hedef şaşırtmak için çok kullanılacaktır. Bunlar araştırılsın fakat geniş kitleyi asıl alakadar eden nice büyük diye tanıtılanın asıl hüviyeti.