Eğitimimiz Dünya tartışmasında

A -
A +

Dünya Bankası, Türk eğitim sistemini mercek altına almış. Dedikleri Türkiye'de 40 yıldır yazılıp söylenenlerden çok farklı şeyler değil. Aslında Dünya Bankası akıl vereceğine finans sağlasa daha isabet etmiş olur. Bu kesinlikle bir istihza cümlesi değil, samimi söylüyoruz. Belki zaten finans temin ettiği ileri sürülebilir. Demek ki yetmiyor. Elbette tek sebep maddi kaynak yokluğu değil. Türk eğitim problemi on yılların hatta birkaç asrın meselesi. Hadiseyi icranın başındaki iktidarlarla sınırlı düşünmek yanlış olur. İşin içinde zihniyetler, dar ufuklar vs. bin türlü olumsuzluk mevcut. Bakınız şu 10 bin çocuğu kolejlere alma meselesi vardı. Ne olurdu 10 bin çocuk biraz daha kaliteli eğitim görseydi? Engel olundu. Bugün Türk eğitiminin binadan araç-gerece, öğretmene kadar sürüyle derdi bulunuyor. Hakkı teslim etmek lazım, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik fevkalade bir tempoyla, aşkla çalışmakta. Fakat bakanlığın, hükümetin neredeyse aldığı her yeni karar ya yargıdan ya Çankaya'dan dönüyor. Son örnek İHL'lerin açık öğretim imkânına kavuşma fırsatıydı, o da mahkemeye takıldı. Bugün Türk eğitimi fiilen iki başlıdır. Hükümet ve YÖK. Türkiye, mes'ullerle lâyuseller arasında gidip geliyor. Dünya Bankası ÖSS sistemini de tenkid etmekte. Hükümet ÖSS'ye dair ne yapabilir? Şeklen karışması mümkünse de karışamaz, hemen bir yerlere çarpar. Bir kere daha dile getirelim. Türkiye'nin temel gündem maddelerinden biri kuvvetler ayrılığıdır. Kuvvetler ayrılığı, devlette yönetim zaafı doğurmuştur. Cezasını her dönemde yeni nesiller çekmekte. Bu noktada Dünya Bankası haksız değil. Çocuklar kifayetsiz yetiştirilmekte. Her şeye rağmen MEB tam donanımlı 1001 okulu hizmete soktu. Hükümet, vatandaşın mektep veya dershane inşa harcamalarının tamamını vergiden saydı. Buna rağmen sıkı bir eleme yapılsa okulların çoğu sınıfta kalır. Birçok diploma hiçbir şey ifade etmiyor. Eğitim süresi uzun ve kuru. Gençler hayata hazırlanmıyor. Lisan yok. Genel kültür yok. Bir gün başlayıp 15 yıl sonra diploma alıyorlar. O diplomalar da çok kere kapıları açmıyor. Eğitimde mutlaka ara eleman teminine gidilmesi lazım. Şehir yoluna her sene binlerce araba çıkması gibi hayat yoluna da her sene binlerce üniversiteli çıkmakta. Fakat bu mezunlar nerede hangi üstün vasıflarıyla çalışacaklar. Yüzde küçük bir miktarı iyi yetişmekte, diğerleri sıradan eleman. O iyi yetişenlerden birçoğu da dışarı kaçmakta. Eğitimimizin beyin göçünden süreye, öğretmenden bütçeye kadar yığınla problemi var. Bu problemleri biliyoruz. Mutlaka Dünya Bankasının dikkat çekmesi şart değil. Hükümete hükmetme fırsatı verilse... Bu verilmiyor. Kanallar tıkalı. Beyne kan gitmiyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.