İKT/İslam Konferansı Teşkilatı açıklıyor. Teşkilat mensubu 57 devletin şirketleri gelir sıralamasına göre tasnif edilmişler. Buna göre ilk 100'e girenlerin 25'i Türk şirketi. Dörtte bire Türkler hakim. Bu bir ekonomik zaferdir. İş adamlarımız, savaş demeden, elverişsiz şartlar demeden dünyanın dört bir tarafına girmekteler. Onlardan bazısı Türkiye'de de büyük şirket sahipleri. Bazıları beş kuruşsuz olarak yurt dışına çıkıp gurbet şartlarında dağları devirmiş Ferhatlar. Zenginlerimiz bildiklerimizden ibaret değil. Dediğimiz gibi yabancı memleketlerde vuruşa vuruşa kendine yer edinmiş olanlar olduğu gibi "taşra"da da Anadolu aslanları var. Artık zenginlerimiz 3-5 meşhur isim ve şirketten ibaret değil. Zaten en büyükler de kendilerinden ibaret kalmadılar. Yabancı ortaklıklarla dünyayla entegre oluyorlar. Bir taraftan KOBİ'lerle ayağa kalkışı görmekteyiz. Bir taraftan sermayenin tabana yayılarak yerlileşme keyfiyetini. Diğer taraftan da meşhurlarımızın dünya ligine çıkmasını. Bir yandan yerlileşme söz konusu olurken bir yandan da sermayenin evrenselliği gerçeğini yaşamaktayız. Bu da çift yönlü. Hem yabancı sermaye gelmekte, hem yabancı sermayeye gitmekteyiz. Geçenlerde Hilton Oteli'nde 8. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i dinliyorduk. Sayın Demirel, o konuşmada üç çok mühim gerçeği dile getirdi. "ABD dahil bugün tam bağımsız devlet kalmamıştır. Buna sebep iletişim devrimidir." "Devlet adamı sokağa değil, akla riayet eder." "Diplomaside son yoktur". Süperler dahil "tam bağımsız devlet" artık sadece hatıradır. Bu itibarla "Tam bağımsız Türkiye!!!" diye sol yumruklarıyla havayı döverek sokaklarda yürüyüp slogan atan dünün gençleri bugün, orta yaşlarında heba olmuş gençliklerine ağlamaktalar. Çünkü hayat hükmünü icra ediyor. Demirperde sadece iki Almanya arasında yoktu. Bizimle dünya arsında da Demirperde, utanç perdesi vardı. O Berlin duvarıyla birlikte bizim görünmeyen duvar da çöktü. Çöküşle birlikte gözünü budaktan esirgemeyen iş adamlarımız dünyaya doğru koşmaya başladılar. Bugün sermayenin bir cephesiyle yerlileşmesi, bir cephesiyle evrenselleşmesi bundan dolayı. Bir Türk dünyaya lafla değil, parayla bedel oluyor. Savaşa çok fena takılıp kaldık. Halbuki diğer taraftan ekonomik savaş cereyan etmekte. En azından bölgemizdeki bu diğer savaşta zafer Türk müteşebbisinin. Şu ateş içinde bile Kuzey Irak'ta, Bağdat'ta, Sudan'da bile iş yapan, çalışan eser veren, Türk bayrağını dalgalandıran insanlar günümüz akıncılarıdır. Devir kültür ve sermaye devridir. Bunlara hakim olan, dünyaya mührünü vurur.