Erken bir cumhurbaşkanlığı tartışması çıkartarak başbakan Tayyip Erdoğan'ı ringe çekmek istediler. Bu taktik ülke problemleri karşısında alternatif projeler üretemeyen ana muhalefetindi. Ve elbette belden aşağı vurmaydı. Zira tartışmalar çok erken başlamıştı. Cumhurbaşkanlığı seçimini konuşmak için ortada bir sebep yoktu. Fakat CHP şu korkuyu saldı. Bu meclis, cumhurbaşkanı seçerse başbakan köşke gider. Onun köşke gitmesi başörtülü bir hanımın da köşke gitmesi olacaktır. Bu da devletin düştüğü anlamına gelir. Böyle bir mantık hastalıklıdır. Çünkü toplumu biz ve ötekiler diye ayırmakta. Beyaz ve zenci Türkler tefriki yapmakta. Hakikat ne kadar acı olursa olsun... Kabul etmek lazım. Kabul etmek lazım ki belden aşağı vurarak bu tedirginliği uyandıranlar, ksımen de olsa başarıyı yakaladılar. Ana muhalefet, işi-gücü bırakarak cumhurbaşkanlığı meselesini kaşıyıp durdu. Gayesine varmak için erken seçimi bir manivela olarak kullanmak istedi. Son bir kaç ayın paradan silahlı saldırılara kadar istenmedik her meselenin arkasında yukarıdaki sebep vardır. Muhalefet uğraşa-didine iyi gidişi hiç olmazsa frenlemiştir. Tabiî muhalefet kadar bazı medya unsurları da aynı davulu çalıyorlar. Dış sebepler olsa bile içerde bu bir tedirginlik yaşanmasaydı döviz böylesine çılgınlıklar gösteremezdi. Enflasyon sinyal vermeye başlamıştır. AB ile tartışmalar devam ediyor. Kıbrıs ihtilafı bitmek bilmiyor. Güneydoğu durulmadı. Bir yıldan beridir yazıp söylüyoruz. Başbakan konuya netlik getirmelidir. Tayyip Bey, Çankaya'ya çıkmak istiyor mu istemiyor mu? İstemiyorum dese işler bu pürüzlü noktaya gelmezdi. Sadece geçenlerde bir cumhurbaşkanlığı tarifi yaptı, o kadar. Onu da bazıları hiç de doğru olmadığı halde kendini tarif ediyor diye yorumladılar. Türkiye'nin de partisinin de en azından bir yıl daha Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığına ihtiyacı vardır. Fakat Tayyip Beyin parti içi kaygıları var. Muhalefet bir taşla bir kaç elma düşürmek istiyor. Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığına aday olmayacağını dile getirdiğinde partisinde 3-5 aday birden ortaya çıkacaktır. Bu sıkıntıyı tezkere krizinde yaşadı. Meclis başkanlık seçiminde de yaşadı. Partisini tehlikeye atmamak için ketum davranıyor. Ne var ki şartlar giderek ağırlaşmakta. Partiye bir şekilde mutlaka hakim olmalı, ağırlığını koymalı, kararlar alınmalı vs. Aday olmadığını dile getirmezse yaptıkları bir çok müsbet icraat tehlikeye düşecektir. Hem aday olmadığını, hem de cumhurbaşkanını mümkün mertebe uzlaşarak seçeceklerini açıklamalıdır. Türkiye'nin istikrarı buna bağlı. Her geçen gün aleyhe olmaktadır.