Erdoğan'ı sevenler arkasında kale gibi durmalıdır

Bütün çabalarına rağmen 1 Mayıs 2013'te Taksim'e giremeyenler, 28 Mayıs'ta yakaladıkları fırsatla karşılık almak istediler. Sosyal medyada öyle yalanlar uyduruldu ki neredeyse kıyma makinaları hikâyesi hortlatılacaktı. Tek Parti zihniyeti, Tayyip Erdoğan'ı Adnan Menderes'in akıbetine uğratmazsa tatmin  olmayacak gibi.

Sözümona ağaç dostlarıymış. Che Guevara'lı bayrak ile ağaç sevgisi arasında acaba ne gibi münasebet var? Bunlar değil mi hemen her 1 Mayısta parklardan fidan söken, dal kıran, çiçek biçen?

Tarihte güzelliği dillere destan İstanbul, şurda 20 sene öncesine kadar kavruk çöl gibiydi. CHP iktidar ve belediyelerinde sular akmıyor, elektrikler yanmıyor, fabrikalar çalışmıyordu. Ağaç, neredeyse sadece cami avlularıyla mezarlıklarda kalmıştı. Park çok nadirattan vardı, çocuk bahçesi hemen hemen yoktu. Çöpler günlerce alınmazdı. Burun kapatılmadan çöp dağlarının yanından geçilemezdi. Hele Kazlıçeşme sahillerindeki deri fabrikalarının kokusu anlatılır gibi değil. Ramazan aylarında su ve  elektrik kesintisiyle iftar ve sahurlarda sıkıntılar yaşatılırdı.

Mevsiminde Emirgân Korusu'na gidebilen laleyi görebilirdi. Taksi bile bilinmezdi. Bir kaç merkeze dolmuş çalışırdı, o kadar. Bugün İstanbul çiçek bahçesine döndü. Her taraf temiz ve yeşil. Ulaşım, ağlarla koca şehri sardı. Tarihi eserler yeniden inşa ediliyor, temizleniyor, her birine korumalar verilmiş.

Kesilmeyecekmiş ama kabul edelim ki kesilmiş. Üç ağaç kesilmişse işte Başbakan açıkladı, bütün Türkiye'de 3 Milyar yeni ağaç dikilmiş. Bunun çoğu İstanbul'un. Tam da şehrimizin turist çekme rekabetine dair takvim konuşulurken Taksim çirkinliği yaşandı.

Tayyip Erdoğan, sokağa dökülen muhaliflerinin her birine dünyanın en büyük imkânlarını sunsa yine de görüşlerinden zerrece vaz geçmezler. Çünkü Tek Parti zihniyeti, O'nun inancından, fikrinden, sevdiği tarihten, aile hayatından rahatsız.

Bugün, malum zihniyet, yoldaşlar, alkolcüler, tütüncüler, Baasçılar, Yavuz  Sultan Selim düşmanları karşısında birlik oldular.

Dost sanılanlarsa gerçek kimlikleriyle ortaya çıkmakta.

Bu itibarla Başbakan Erdoğan'ı seven, ona oy veren, hizmetlerini takdir edenler arkasında kale gibi durmalıdır. Kendisi aslanlar gibi dimdik ayakta durmakta. Samimiyetle sevenler de tavizsiz şekilde yerlerinde durmalılar.

Abdülaziz'e, Abdülhamid'e, Menderes'e gösterilen vefasızlık tekrarlanırsa böyle güzel, bereketli ve müreffeh günler için yine iki asır bekleme mecburiyeti doğabilir.