Ey Alman!.. Türkler sana ne yaptı?

A -
A +

Nedense hiç düşünülmez, hiç dile getirilmez. Birkaç kere biz yazıp konuştuk, o kadar. Halbuki Almanya'ya, Türk işçisi kabulünü bir lütuf gibi değerlendirdi. Bizim tarafta dile gelmeyense onun uğruna bir imparatorluğu kaybettiğimiz dramı. Bu, daha niceleri gibi göz önündeki saklı gerçeklerimizdir. Başta Enver Paşa olmak üzere bir kısım İttihatçıların Alman hayranlığı bu acı sonucu doğurdu. Diğer taraftan Türk işçisini kabul ettiler ama o işçi, bir Alman'ın bile gösteremeyeceği fedakârlıklara katlanarak ömürler tüketme pahasına Almanya'yı kalkındırdı. II. Dünya Harbinden yarı esir ve yanmış yıkılmış çıkan Almanya'yı elinden tutup ayağa kaldıran temel unsurlardan biri Anadolu'nun çilekeş evlatlarıdır. Almanlarla omuz omuza çarpışanların torunları bu defa Almanya'yı imar hamlesindeydi. Türkler olmasa acaba Almanya sür'atle kalkınabilir, Doğu Almanya'yı satın alacak servete kavuşabilir miydi? Türkler, bu kadar mahirse neden kendi ülkelerini Almanya'nın seviyesine getirmediler? Diye sorulabilir. Soru mantıken doğrudur. Elbette yerine oturmuş bir sistem vardı. Türk işçisi o sisteme intibak ederek kısa zamanda fevkalade muvaffakiyetlere imza attı. Bu birinci gerçek. İkinci gerçekse hiç tartışılmaz katılıkta, Almanlar iki Almanya bileşince Türkleri gözden çıkartarak eski komünist Doğu Almanyalıları tercih eder oldular. Ama bir de ne gördüler bilir misiniz? Türklerin bir günde yaptıklarını yoldaş Almanlar, bir haftada yapmıyor. Üçüncü gerçek daha farklı. O da şu, Türkler de, en tenezzül edilmez işlerden yüksek patronluklara kadar hızla yükseldiler. Bugün ciddi bir nüfus Alman vatandaşı. Ciddi bir nüfus iş sahibi. Bu iş sahipleri, Alman ve öteki milletlerden işçilere ekmek yedirmekteler. Diğer husus, Türkler Almanya'ya birçok sosyal pencere açtı. Onlara birçok kültürel yenilikler aşıladı. Cömertlik ve ikramı bizimle tanıdılar. Sofra zevkini gördüler. Daha da önemlisi, Türkler, durma noktasına gelmiş, yaşlanmış, kendini alkole vermiş, önce savaşın, sonra refahın yorgunluğunu yaşayan Alman milletini gençleştirdiler, Almanya'ya dinamizm getirdiler. Oradaki bir konferansımızda bizimkilere: -Çekinmeyin, muhakkak Alman vatandaşlığına geçin. Bir başka vatandaşlığa geçmek din değiştirmek değildir, demiştik. Kalan nüfus da Alman vatandaşı olmalı. Bunu hem Türkiye ve hem de Almanya teşvik etmeli. Böylece iki ülke arasında muazzam bir köprü kurulacak, iki devlet de kazançlı çıkacaktır. Artık Türk işçisi yok. "Avrupalı Türkler" var. Avrupalı Türkler tabirini ilk defa TGRT'deki Entellektüel Boyut Programında biz kullandık. Şimdi Avrupalı Türkler, Almaya için ellerinden geleni yapmaktalar. Ticarette, siyasette, eğitimde...hayatın her alanında yaşadıkları topraklarda kafa yormakta, ter dökmekte, göz nuru harcamaktalar. Türkler daha ne yapsın? Buna rağmen bir kısım ırkçı Almanlar, dönem dönem bu insanları, onların evlerini, iş yerlerini bebelere varıncaya kadar yakmaktalar. Bunu yapanlar, katil, ırkçı, kıskanç ve geri zekâlı nankörler. Canlı yakmak gibi vahşetlerin en kötüsünü işlemekteler. Kabahat kimde? Kabahat Müslüman Türklerde... Demek ki Almanlara her şeyi öğretmiş... Fakat... Her Alman'a medeni olmayı öğretememişler. Türkler, neden böylesine merhametli, onlar neden bu kadar gaddar? Çare, bu sorunun sırrında.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.