Fatih bu kadar ihmali hak etmiyor

A -
A +

Dün, Sadberk Hanım Müzesi'ni ziyarete gittik. II. Meşrutiyet'in 100. Yıl sergisini görecektik. 24 Temmuz 1908'de "hürriyet, adalet, müsavat" nidalarıyla meşrutiyetin ilanı imparatorluğa, fevkalade günlerinden birini yaşatmıştı. Şu günkü kavga ve gürültülerin temelinde o günler var. Onun için sergiyi görmeliydik. Ama göremedik. Adı geçen müzemiz çarşamba günleri kapalı olurmuş. Müzelerimizin bir garip tatil uygulamaları sürüp gitmekte. Halbuki pazartesi tatil yapabilirler. Farklı olunca nasıl takip edilsin? Sadberk Hanım Müzesine giremedikse de o bölgede bir başka güzelliği yaşadık: Maslak'tan Büyükdere'ye inen yola girince bir letafet, bir nezahet -madem ittihatçı dönemden söz ettik, kelimeler biraz da o günlerden olsun- ile karşılaşıyorsunuz ki şaşırmamak mümkün değil. Emsali ancak ileri dünya ülkelerinde görülmekte, -eğer ileri dünya ülkesi yerine Frenk diyarında deseydik bu da Evliya Çelebi üslubu olurdu- yolun iki yakasında elektrik direklerine asılı sakız sardunyaları sanki tükenmez bir renk cümbüşündeler. Bu manzarayı görünce -madem Evliya merhumu yâd eyledik hadi onun üslubuyla söyleyelim- "minnet Hüdaya kim şehrimizde dahi bu denlu güzellikleri temaşa eylemeyi bu fakire ihsan buyurdu" demekten kendimizi alamadık. Hakikaten öyle, Sarıyer Belediyesi mi İBB mi, her ikisi mi, bu bayındırlığı başarmış bilemesek de neticede şehir kazanmış. O asma saksılar tâ kazanın içlerine dek gitmekte. Pırıl pırıl Sarıyer'deki bu güzellikle mest olunca Fatih'i düşündük. İçimizden bir ses "Fatih bu ihanete müstahak mı?" diye sordu. Fakat biz o sesi yumuşattık. Fatih kazası, sahipsiz, perişan ve derbederlik içinde. Fatih'in bir belediye başkanı var. Gayet efendi bir insan. Seçileceğinden ümidini mi kesti her ne hâl ise burada kilimin dört ucu da bırakılmış. Varoşlar, gelişirken Fatih varoşlaştı. Fatih bu terk edilmişliğe, sahipsizliğe hoyratlığa layık değil. Üstelik artık bütün sur içi Fatih. İstanbul'un kendisi Fatih. Fatih turist kaynıyor. Acaba, sorumlular, yabancılara karşı olsun mahcubiyet hissi duymazlar mı? Bir zaman evvelki teklifimizi tekrarlayalım. Yapılacak mahalli seçimlerde zinhar Fatih'e belediye başkanı seçilmesin. Kim İBB/İstanbul Büyükşehir Başkanı olursa o kimse re'sen Fatih'in de başkanı olmalı. Fatih sıradan insanları aşar. İstanbul, 2010 ancak böyle hazırlanabilir. Sur içi gayet kötü bir İstanbul, Avrupa Kültür Başkenti çerçevesini dolduramaz.. Fatih müşahhas/somut/yaşayan kültürken bu ihmale uğrarsa 2010'da kimseden takdir beklemeyin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.