Fener, Vatikan'ı kurtarabilecek mi?

A -
A +

Bizde mezhepler, birbirine destektir. Biri diğerine asla kötü gözle bakmaz. Her mezhep haktır, doğrudur, makbuldür. İnsan eliyle şekillendirilmiş Hristiyanlıkta böyle değil. Onda mezhepler birbirine hasım olmasa bile rakip ve farklı dinler kadar uzaktırlar. Mezhep savaşları batının tarihinde önemli bir yer tutar. İstanbul'un fethindeki reddiyenin ne kadar meşhur olduğu malumdur. Devrin Bizans Ortodoks sözcüleri "kardinal külahı görmektense Türk sarığını tercih ederiz" demişlerdi. Bugün görünüşe aldanmamak lazım, Katoliklik/Vatikan kan kaybında. Vatikan'la alakalı skandallar zaman zaman medyaya aksediyor. Batının dinsizi, muharref/tahrif olmuş/bozulmuş Hristiyanlığa karşı haklıdır: Onlarda ateistlik, entellektüelliğin işaretidir. Bizdeki özenme ise kendine, yerli değerlere yabancılaşmanın işareti. Hristiyan dünyadaki aydınlar, papazlar tarafından yazılmış İncil dogmalarına tepki gösteriyorlar. Haklılar, zira teslise hiçbir mantıki izah getiremiyorlar. Batılı aydınlandıkça dinden uzaklaşıyor. Papa, kan kaybetmenin örtülü telaşında, Vatikan'ın gündeminde "dinsizlik" var. Papa, dinler arası diyalog iddiasından önce Hristiyanlık içi mezhepler diyaloğunu tesis etme arzusunda. Türkiye'ye esas itibariyle bunun için geliyor. O "hac" lafları işin makyajı. Emri vaki ile kendini davet ettirdi. Fener Patrikhanesinden imdat istiyor. Papalık, Patrikhaneye muhtaç, bunu görmeli ve gereğini düşünmeliyiz. Vatikan, cemaati neredeyse kalmamış Fener Patrikhanesi'ni "yola getirme", istediği doğrultuda gütme arayışında. Buna dikkat etmek lazım. Bazı istenmedik hallere rağmen Patrikhane, Fatih II. Sultan Mehmet'ten beri elimizin altındaki nüfuz/etki ve yetki imkânıdır. Ekümeniklik ve Heybeli Ruhban Mektebi problemlerinden dolayı Patrikhaneyi Vatikan'a doğru itmemiz çok yanlış olur. Meseleyi cihanşümul çapta düşünüp tedbir ve çareler üretmeliyiz. Rusya, Balkanlar, Avrupa ve Amerika kıtaları Ortodoksluğuna İstanbul'dan tesir etmek varken bir imkânı karşımızdaki bir gücün saflarına katmak hiç akıllılık olmaz. Papa kerhen kabul ediliyor. Çünkü Türkiye, mecbur kaldı da davet etti. Üstelik Çankaya'ya dinsel giysisi ile çıkacak. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nun tavizsiz bir kararlılıkla Papa'yı makamına getirmesi tarihi bir hadisedir. Din adamı 16. Benediktus'un muhatabı Diyanet Başkanımız, ruhani makam Vatikan'ın muadili de Diyanet İşleri Başkanlığımızdır. Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer'in ülkemizi ziyaret eden Vatikan devlet reisinden şunları istemesini beklemek her Türk vatandaşının hakkıdır. 1- Papa, Müslüman bir memleketi ziyareti münasebetiyle bir zaman evvel Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- hakkında yaptığı münasebetsizliği telafi edecek bir şeyler demelidir. 2- Papa, Fener'in Türkiye'de bir kurum, Patriğin Türk vatandaşı olduğunu unutmamalıdır. 3- Vatikan, Türkiye'ye dönük misyonerlik çalışmalarından vazgeçmelidir. "16. Benediktus" lakaplı Joseph Ratzinger, evvela Patrikhane-Çankaya arasında bir protokol sıkıntısına yol açarak Çankaya tarafından davetini temin etti. Bunu garantiye aldıktan sonra da "Konstantinopol" ziyareti öncesi Bizans İmparatoru Manuel Paleologus'tan bir iktibas yaparak Peygamberimizle dinimize hakaretler etti. Bunlar belli ki bir planın parçaları. Bu sebeple vatandaşlarımız asla taşkınlık yapmamalı. Dünyanın gözü üzerimizde. Bakalım, iç savaşın cereyan ettiği Irak'ta buraya gelmekle onlara bu kadar yakınlaşmışken dindaşlarının işlediği zulmü kınayacak mı? Bunu yapması en basit insanlık görevidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.