TCK/Türk Ceza Kanunu'nda boşluk var. O boşluk, bu milleti bir gün boşluğa fırlatabilir. Mevcut ceza kanununa göre fuhuş suç olmaktan çıkmış vaziyette. Onun için yeni TCK tasarısı bu konuda bazı düzenlemeler yapıyormuş. Bu hangi tasarıdır bilmiyoruz. Herhalde yıllardır "yeni" diye diye eskimiş olanı. Fakülteden hocamız Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer, İtalyan ceza kanununu yerlileştirmek için bir taslak hazırlamış, fakat bu taslak, onca gelip geçen meclis ve hükümete rağmen bir türlü kabul edilerek yürürlüğe girememişti. Şimdi tekrar gündeme Türk Ceza Yasası ismiyle gelen o mudur, yoksa yenisi mi yapılıyor orası belli olmuyor. Şekli yeniliği kanuna yasa denmesi. Halbuki TCK, MK gibi temel hukuk prensiplerine "kanun" günlük ve gelip-geçici meclis çalışmalarının yaptıklarına ise "yasa" dense daha isabetli olur. İsimler bir tarafa, esasta dehşetli bir durum bulunuyor. Onun için bu yeni tasarının gündeme getirildiği anlaşılmakta. Bir iyi niyet eseri fakat yetersiz, hiç caydırıcı ağırlığı yok. Bir ölü doğumla karşı karşıyayız. Ortada bir çekingenlik olduğunu sanıyoruz. Fuhuş var bu inkâr edilemez. Ceza kanununda boşluk da var. Bu da inkâr edilemez. İki inkârı mümkün olmayan gerçek karşısında kanun yapıcı hem cezaî müeyyide getirmek hem de bundan rahatsız olacak çevreleri ürkütmemek gibi tereddütlü bir yol seçmiş. Yoksa kim bunlara ceza der ve kim onlardan çekinerek habis fiilinden vazgeçer? Kanun koyucu, şunlara ceza düşünmüş. Fuhuş yapanlar, yaptıranlar, mekân tahsis edenler, adreslerini yayınlayanlar. Cezaların tabanı 15 gün tavanı ise 8 ay. Ceza denilen bunlar. Belli ki 40 yılın başında biri yakalanacak. O da ihtilafa düşerek birbirlerini ihbar edenlerden olacak. Hakim 1 ay gibi hafif hapis verdikten sonra onu para cezasına çevirip tecil edecek. Buyurunuz fuhuşla mücadeleye. Düşünülmüş en ağır müeyyide adresleri dergilerde yayınlamak. 3 milyara kadar para cezası öngörülüyor. Hiç kimse zahmete girmesin. Bunlar ceza değil. Para cezası dahi zaman içinde küçülür. Şimdi bazı aklı evveller recm mi, idam mı verelim? Diye tıynetlerini ortaya koyabilirler. Hiç biri değil. Devlet sosyal bir canlıdır. Devlet, çatısı altındaki insanları korur. Onun için cezada birinci şart, sanığın ânında yakalanması, ikincisi muhakemenin kısa ve âdil olması, üçüncüsü de cezanın korkutuculuğudur. Korkan cayar, fiilini icraya koymaktan çekinir. 15 gün, 1 ay, 3 ay hafif hapis, 1 milyar lira cezadan kim korkar? İster eski, ister yeni, ister kanun ister yasa olsun, planladığınız cezaların muhatapları sektör oluşturmuşlar. Siz ne yapıyorsunuz? Mahkûma alay mevzuu böylesi tedbirlerle cemiyet korunamaz. Ceza diye bunları getiriyorsanız eksik olmayınız orada kalsın. Mevcut olmamakla, var olup işe yaramamak arasında bir fark yoktur.