Geçim seçimden önemli

A -
A +

Çok hızlı, heyecanlı ve sıkıntılı bir zaman dilimi yaşadık. Sanki her şey kış uykusundaydı da nisanın ikinci yarısında uyanıverdiler. AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayını açıklanması, ilk ânda Abdullah Gül'ün müstakbel cumhurbaşkanlığının kesin görülmesi. İhtilaflar çıkması, çıkan bu ihtilafların Anayasa Mahkemesi'ne taşınması. Dosya Anayasa Mahkemesinde iken Genelkurmayın şanssız bir internet sörfü, hükümetin sarsılmadan dik durması, bunların önünde ve arkasında Tandoğan ve Çağlayan mitingleri ve 1 Mayıs nostaljisi... Oyun sürekli perde değiştirirken gözler 11 Dev Adamda, 11 Hukukçudaydı fakat kimse "hu-ha" demiyordu. Demiyordu ama kulisler, fısıltı gazeteleri de boş durmuyordu. Söylenen oydu ki mahkeme talebi reddedecekti. Saatler bu tahmin ve heyecanlarla 1 Mayıs akşamına kilitlendi. Haber merkezleri kabul ve redde göre manşetler hazırlamışlardı. Hangisi açıklanırsa manşet buna göre atılacaktı. Karar gazete baskıları ve ana haberler de düşünülerek açıklandı. Anayasa Mahkemesi, 367 şart diyordu...Çankaya artık 864 rakımlı değil, 367 rakımlıydı!.. Bunun üzerine sürprizler arka arkaya patladı. Önce hükümet erken seçim dedi.. Belki seçimleri öne çekme kararına sürpriz denmeyebilir. Fakat daha sonra Başbakan Tayyip Erdoğan'ın MKYK çıkışında Cumhurbaşkanını halk seçmeli teklifi tam bir sürpriz oldu... Şimdi ne olacak? Önce TBMM toplanıp 367'yi arayacak. Bulunma ihtimali zor, bulunması için ısrar da görülmüyor. Buna rağmen yine de belli olmaz. Ancak gerekçeli karar açıklanmadan yapılacak bu yasama faaliyetlerinin de mahkemeden dönmesi de muhtemel. Cumhurbaşkanını halkın seçmesine gelince... Halka itimat edip etmemekle alakalı. Bunu biz de geçmiş dönemlerde çok dile getirdik. Ne var ki bazıları halkçı görünür, unvanları budur fakat halka inanmazlar, güvenmezler. Onlara göre halk cahildir. Katı laik kesim için samimi düşünce budur. Halkın güdülmesi, aydınlatılması gerektiğine inanırlar. Onlara göre halkın nerede ne zaman nasıl patlayacağı belli olmaz.. Fikir, öteden beri Erkan Mumcu ve ANAVATAN'ın savunduğu bir tez olduğu için bu parti bu konuda iktidar partisiyle müşterek hareket edecek. Ama 5+5 Formülüyle halkın cumhurbaşkanı seçmesi, seçimlerin 4 yılda bir yapılması gibi Anayasa değişiklikleri mevcut cumhurbaşkanından dönebilir, Anayasa Mahkemesi'nden geri gelebilir... O zaman, en iyisi önce seçimler yapılmalı, sonra bu kararlar alınmalı. CHP de bunu diyor. Makul olan da bu. Ötekilerin yıpranma ve zaman kaybı ihtimali çok yüksek. Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Sezer'in görevinin bitmesiyle alakalı bir mesele de gündemde. Cumhurbaşkanı, 7 yılı tamamladıktan sonra TBMM görev süresini uzatırsa orada kalabilir. O halde Meclis Başkanı Bülent Arınç'a vekaleten Çankaya görünüyor. Sezer'in süresi uzatılmaz mı? Bunu en evvel Cumhurbaşkanı istememeli... Yağışsız bir kıştan sonra hareketli bir bahar yaşadık. Önümüzde sıcak bir yaz. Mevsim sıcak olsun ama kavurmasın. 2007 ziyan olmasın. 5 yıldır elde edilen her şey formaliteler uğruna harcanmasın, yarınlarımıza kıyılmasın. AB gümrüklerinden geçerken size "laik misin değil misin?" diye sormuyorlar. "Other nations" çıkışına yolluyorlar. 3. Dünyalı kalmayalım. Belki de her yaşadığımız üçüncü dünyalı olmamızdan doğmakta. Sevgisizlikten doğmakta. Yukarı seçim diyor. Fakat halkın arasına girin bakalım ne diyor? "Geçim!" Seçim, seçimler tereyağından kıl çeker gibi yapılmalı. Filin züccaciye dükkânına girmesi gibi olmamalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.