Gemi su alıyor

A -
A +

Makro planda problemlerle meşgulüz. Bunlardan bazıları, AB, Irak, Cumhurbaşkanlığı meselesi, seçimler, BM Güvenlik Konseyi üyesi olmamız, en azından şimdilik bölgesel güç haline gelebilmemiz. Bunlar iyi, bunlar lazım. Hemhudut olduğumuz bir komşumuzda olup-biten ne varsa bizi alakadar eder. Bir dünya aktörlüğü terki mümkün olmayan ufkumuz vs. Ne var ki bu makro plandaki işler kadar bir de mikro planda cereyan eden sıradan, basit vak'alar var. Kapkaç gibi, uyuşturucu gibi, katliam gibi, fuhuş gibi, kumar gibi, boşanma gibi, hukukun aczi gibi. Belki bu "gibi" sıralamasını okuyanlar "geriye ne kaldı" diye soracaklar. Şüphesiz ki haklılar, saydıklarımızdan sonra geriye ne kaldı, ne kalıyor? O halde bunlardan hangisi makro, hangisi mikro? Fidan gibi bir genç, vahşi bir çete sürüsü tarafından evinin önünde bıçaklanarak öldürülüyor. Adalet, yerli-yersiz aflar ve zamanaşımı dramıyla doğru taratamıyor. Mahalle futbolu bile kansız oynanmıyor. Hakim, mahkeme salonunda kafası duvara vurularak darp ediliyor. Uyuşturucu ilköğretim okullarına kadar yayılıyor. Ekran ve renkli sayfaların teşvikiyle fuhuş, hem yaygınlaşıyor, hem sıradanlaşıyor, Kurtardığımızı iddia ettiğimiz Kıbrıs, Türk kumarcılar tarafından batırılıyor. Dolaysısıyla gemi su alıyor. Sosyal hayat, manevi hayat, ahlak hayatı çökmekte. İnsanlar sinerken tabancalar, bıçaklar konuşuyor. Özde aile bulunuyor. En sağlam yapımız aileydi. Oradan başladılar vurmaya. Elli yıldır aileye ateş edilmekte. Kızı vurdular, delikanlıyı vurdular, bıkıp usanmadan saldırdılar. Modernleşme, iletişim kolaylığı, kontrolsüz göç dalgaları, tüketim toplumu haline gelme, reklamların, modanın büyülü dünyası, dünyanın küçülmesi gibi sebepler çöküşü hızlandırdı. O halde gözümüzü dört açıp gerçeği görelim. Küçük/mikro sandığımız asıl büyük dâvâmızdır. Bitmiş bir milletin devlet hayatı sağlam olamaz ki küresel güç haline gelerek dünyada sözü geçsin, komşularıyla ilgilensin. Vuran unsurların bazıları çağın vebaları, bazılarıysa düşmanın biyolojik ve psikolojik savaşı. Bu savaş sıcak savaşlardan daha çetindir. Hukukun, idarenin ve daha beteri ebeveynin âciz kaldığı bir çürümeyle karşı karşıyayız. Çürüme hızlandıkça su yükseliyor. Bu topraklar çok millete mezar olmuştur. "Biz büyük milletiz, hiçbir şey olmaz" demeyerek iş, işten geçmeden tehlikeyi fark etmeliyiz. Zamanında o yok olmuşlar da "biz büyük milletiz" diyorlardı. Tedbir alınmazsa tehlike çok yakınımızda. Asıl büyük derdimiz küçük gibi görülenler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.