Genelkurmay'daki Basın Kokteyli

A -
A +

Devrimizin hakim unsurlarından biri de gösteriştir. Daha o noktadan itibaren size nüfuz etmek istenir. Aldığımız zarfların bir çoğu şatafatlıdır. Geçen hafta başında masamıza yığılan mektuplardan biri âdeta kendini gizlemişti. Zarfın üstünde ne gönderen yazılı ne başka bir şey var. Sadece alıcı ismi ve unvanı o kadar. Açtığımızda Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Salih Zeki Çolak'ın bir daveti olduğunu gördük. 9 Kasım gecesi Gazi Orduevi'nde bir basın kokteyli vereceklerinden bahisle bizi de davet ediyorlardı. Öncekilerde olduğu gibi bu defa da kibar bir üslupla karşılandık. Salon girişinde bizzat davet sahibi Genelkurmay Genel Sekreteri Salih Zeki Çolak, bizi istikbal etti. Elimizi sıkıp "Rahim Bey hoş geldiniz, derken, yazılarınızı büyük bir zevkle okuyoruz" dedi. Hemen belirtelim. Tümgeneral denince yanıltmış olmayalım. Genç, en fazla albay görüntüsü veren bir paşamız. Biraz erken gitmiştik. Az sonra medyanın birçok ismi orada oldu. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt Paşa'nın gelip gelmeyeceği merak ediliyordu. Derken o da göründü. Kısa bir selamlama konuşması yaptı. Bunun bir basın toplantısı olmadığına bilhassa dikkat çekti. Hasbihal maksadıyla yapıldığını, bundan sonra daha sık bir araya geleceğimizi haber verdi. Davetin alçakgönüllülüğünden söz ederken önce "mütevazi" dedi sonra da dil sürçmesini "mütevazi değil, mütevazı olacaktı, Türkçe'yi biliriz" diye düzeltti. Dilimiz için bu hassasiyet açık söylemek lazımsa bizi memnun etti. Daha sonra da etrafında ayaküstü toplanılmış masaları gezdi. Her masada olduğu gibi bizim masada da çeşitli sualler tevcih edildi. Biz şunu sorduk "Amerikan seçimlerinden sonra ABD'nin Irak politikasında köklü değişiklikler bekleniyor. Bu meyanda tedricen asker çekecekler, Irak'ı bize ihale edeceklerini tahmin ediyoruz, ne dersiniz?" Cevap herkese küçük kahkahalar attırdı "ben garip bir piyadeyim, öyle şeylerden anlamam." Cevap politik olmuştu, zaten kendilerine de "politik bir cevap oldu" dedik. Anlamı açıktı "aynen dediğiniz gibi". Bu soru-cevap değişik masalarda yorumlanır oldu. Bir masadaki sohbette bu "Irak ihalesi"ni konuşuyorken sonradan jandarma Komutanlığı Genel Sekreteri olduğunu öğrendiğimiz yine genç bir kurmay albay olan Eyüp Şeker, şöyle dedi "o konuda iki teklifiniz var." Açık söylemek lazımsa birini yekten hatırlayamadık. Bilahare aklımıza geldi. ABD Irak'ı bize ya doğrudan ihale edecekti veya NATO vasıtasıyla. İlk ânda hatırlayamadığımız ikinciydi. Şeker albayın bu cümlesi üzerine kalbimizdeki bir fikir de mecraını buldu. Salih Zeki Çolak Paşa'nın bizi okuduğuna dair söylediklerini davet sahibinin misafirine söylediği iltifat cümleleri sanmıştık. Ancak jandarma komutanlığı genel sekreterinin herhangi bir mevzuda yazdıklarımıza dair yaptığı tasnif, askerin ilgisine kesin delil teşkil etmişti. Bir iki masada daha Yaşar Büyükanıt Paşa'yla olduk. Birinde bir gazeteci, Lübnan'da Türk askerinin nasıl bir muamele gördüğünü sordu. Cevabı herkes bilmeli... "Hiçbir şikâyetimiz yok, gayet iyi. Dünyanın en temiz insanı Anadolu insanıdır. Yaralı PKK'lıyı çadıra sokup başında nöbet tutan Mehmetçik biliyorum. Unutmayın, Afganistan'da sokakta yaya dolaşabilen tek asker, Türk askeridir." Ertesi gün Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Nejat Birinci ile makamında sohbet ediyorduk. Bir nebzecik bunları konuştuk. Sözün bir yerinde şöyle dedik "bize göre Türk Ordusu, sadece Türkiye'nin değil, İslam dünyasının da teminatıdır." Bunun iddialı bir tez olduğunu izaha gerek yok. Nejat Hoca, hiç tereddüt etmeden bizi teyit etti "kesinlikle." Merhum büyük şairimiz Yahya Kemal'in deyimiyle "ordu-milletiz". "Ordu-milletlerin en çok dövüşen en sarpı"yız. Evlatlarına "asker" "paşa" isimleri koyan -mesela- "çavuş" lakabını ulu bir unvan gibi taşıyanlarız. Ordusuyla milletinin arasının açılması felaketlerin en büyüğüdür. Yüce Allah, öyle bir felaketi bu memleketten uzak etsin. Gelecek nesillerin en fazla tarih, Türkçe, devlet, vatan, din ve asker şuuruna ihtiyacı var.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.