Gitaristten kahraman yontmak

A -
A +

Ne zaman DGM lafı geçse gözümüze hep aynı manzara gelir. Saraçahnebaşı... Parkalı, sarkık bıyıklı, bıçak gibi bakan, sol yumruklarıyla havayı döven militanların bağırışları "D-G-M-'ye ha-yır!" Bu sloganların atılması diğer tarafın Devlet Güvenlik Mahkemelerine sahip çıkmasına yetmişti. O günler, çok gerilerde kaldı. Bugün DGM'lere baktığımızda şöyle düşünebiliriz. Olağanüstü günlerde devletin kendini koruma refleksi. Ancak, vazifesini yapmış, dönemini tamamlamış bir kurum. Bizatihi Yargıtay Başkanı adli yıl açılışında bu mahkemelerin tabii hakim ilkesine aykırı oluğunu söylüyor ve kalkmaları gerektiğini ifade ediyorsa, bir parti DGM'leri kaldıracağı vaadiyle iktidara geliyorsa, daha beteri, DGM'ler AB'ye uyum konusunda imaj bozan bir görüntü veriyorsa, bu mahkemelerin mahkumiyet kararları yüzünden Türkiye altından kalkılmaz tazminatlar ödemek zorunda kalıyorsa... Orada durmak ve düşünmek şarttır. Hele şu son nezaret ve tutuklamalar dolayısıyla. Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri, Türk milleti adına, ona vekaleten karar verirler. Peki!.. Bu kararların kaçı kamu vicdanında tasvip görüyor? Yılmaz Güney'i kaybederek ne kazandık? Ahmet Kaya ölünce ne oldu? Öyleyse neden Haluk Levent de sıraya sokuldu? Sadece o da değil, gitaristi de. Sanatçıyı TV'de takip ettik. Suçlu olduğuna dair kanaat sahibi olamadık. Belli ki bir emri vaki ile karşı karşıya kalmış. Nitekim mahkeme de aynı sonuca varmış olmalı ki serbest bırakıldı. Hani ceza mevzuatında değişiklikler olmuştu? Diyelim ki Haluk Levent'ten şüphe edildi, Leyla Zana'dan şüphe edilmekte. Nereye kaçacaklardı, teşebbüs etseler bile yakalanmaları mümkün değil miydi ki içeri alınıyor veya içerde tutuluyor? Sanatçılar, eski milletvekilleri, yazarlar. Topluma mal olmuş kişileri suçlayıp içeri aldıkça Kürtçülük kuvvet kazanmakta. Nitekim, Musa Eroğlu adı da bir ara geçti. Bu kaosun merkezinde DGM'ler var. Daha evvel de bir çok kereler yazdık. DGM'ler kalkmalı. Zaten ağır ceza mahkemeleri mevcut. Böylece bu mahkemelerin savcı ve hakimleri de istemedikleri işlemleri yapmaktan kurtulurlar. Sizin duruşma duruşma elde kelepçe götürüp getirdiğiniz zanlıya girmeye çalıştığınız topluluk, Zaharov ödülü veriyor, AP'ye konuşmacı olarak davet ediyorsa ortada bir yanlışlık var demektir. Hukuktan şüphe, şüphelerin en kötüsüdür. Halkı şüpheci yaptınız. Halkın şöyle demesinden korkunuz "herkes mi suçlu?" Bırakınız Haluk Leventleri vs. giratistlerden bile kahraman yontuyorsunuz. Şunu iyi bellemeli. Irak Kürdünü kazanmanın yolunu aramamız gerekirken kendi Kürdümüzü itmemiz fevkalade yanlıştır. Böylesi uygulamalarla yangına benzin dökülüyor. Kürt meselesi, Türkiye'nin derdidir. Sabır, akıl ve sevgiyle çözüm bulabiliriz.. Diğerleri yanlış.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.