Muhterem Rauf Denktaş, artık sade bir KKTC vatandaşı, o bugünden itibaren hiçbir resmi sıfata sahip değil. Aslolan bir dâvâyı bayraklaştırıp o bayrağı zamanı geldiğinde şerefle, şanla bir sonraki nesle devretmektir. Rauf Denktaş, bunu yaptı.. Görevi Dr. Fazıl Küçük'ten aldığında "Kıbrıs Türk Cemaati lideri"ydi. İşine cemaat lideri olarak başladı cumhurbaşkanı olarak teslim etti. KKTC'nin ilk cumhurbaşkanı bir bayrak liderdir. Davasına böylesine aşkla inanmış nadir kişilerden biri. Bir insan düşününüz ki ömrünün tamamı mücadeleyle geçmiştir. Bu her faninin katlanacağı zahmet değildir. 60 yıl boyunca mücadele etti. Suikaste uğradı. Tutuklandı. İhanet gördü. Yalnız bırakıldı. Ama her halükârda davasına inancında zerrece şaşmadı. Yılmadı, geri adım atmadı. Böylesine bir sabır ve dayanma azmiyle Rauf Denktaş tarihteki 16 Türk devletine son altın halkayı ekleyen kahramandır. Eğer Akdeniz'in ortasındaki o küçücük adada Rauf Denktaş diye bir çelik iradeli yiğit doğmasaydı bugün belki de Kıbrıs bir başka milletin malıydı. O da diğer adalar gibi fevkalade haksız bir biçimde Yunanistan'a peşkeş çekilmişti. Denktaş bunu önledi. Böylece Kıbrıs Türkleri, hem cemaat mensubu olmaktan millet değerine, hem de lutfedilen haklar yerine devlet nimetine kavuştular. Denktaş'ın hizmeti hem Kıbrıs'a hem Türkiye'yedir. Onun yerinde başkası olsa belki de teslimiyetçi bir politika güder bunun sonucunda da 1974 askeri müdahalesi yapılmazdı. Bu müdahale aynı zamanda Kıbrıs Rumlarına da huzur getirmiştir. O tarihten bu yana Kıbrıs'ta kimsenin burnu kanamadı. Türkiye'ye hizmetse hiç şüphe yok ki tarihi ehemmiyette. Kıbrıs'ı kaybeden Akdeniz'i kaybeder. Kıbrıs, bir hakiki liderin yorulmaz ve aşılmaz iradesiyle Anadolu'dan koparılamadı. Kıbrıs'ı kaybetseydik Akdeniz'i kaybederdik. Rauf Denktaş artık vazifesini yapmış insanların huzuru içinde olmalı. Herkes tarafından seviliyor. Kendisi bütün Türk dünyasının mümtaz liderlerinden biridir. Hükümetler üstüdür. Bütün Türk dünyası müktesebatını fark etmelidir. Tecrübeden kıymetli ne olabilir? Ömrünün her günü tecrübeyle dolu bir liderden istifade etmemek kayıptır. O eksiklik böylesi zamanlarda kendini hissettiriyor. TBMM'nin yüzde 3'ü gibi bir kadronun Denktaş benzeri umur görmüş insanlara ayrılmasında fayda var. Mecliste bir âkil adamlar kadrosu olmalı. Bu kadronun olmaması eksikliktir. O zaman yıpratıcı bir biçimde cumhurbaşkanı veya Anayasa Mahkemesi devreye girmekte. O âkil adamların oyları sadece istişari olur. Fikirleriyle yol gösterirler. Türkiye'nin önünde millete, devlete emek vermiş, ömür tüketmiş seçkin kimseleri değerlendirmek, onlardan istifade etmek diye bir mühim mesele vardır. TBMM başkanı sayın Bülent Arınç, 23 Nisan münasebetiyle Rauf Denktaş'ı TBMM'ye davet etmeli, TBMM kendisine üstün hizmet madalyası vermelidir.. O gün KKTC meclisi de TBMM'de hazır olmalıdır. Aynı zamanda milli hakimiyetimizin 85. yıl dönümünü idrak edeceğimiz bu günde bütün Türk cumhuriyetleri devlet başkanlarının hazır bulunması için de gayret sarf edilmelidir. Gerçekten tarihi bir gün olur. Mânâ içinde mânâ yaşanır. İyi insanların kıymeti bilinirse iyi insanlar çoğalır. Kahramanlar kalblerde yerini alırsa müsterih olurlar.