Güneydoğu, devletin müşfik yüzünü tanıyacak

A -
A +

Ermenilerin klasik Osmanlı dönemindeki adı "milleti sadıka" idi/ sadık millet. Klasik dönemde sadık olanlar, modernleşmenin başlangıcı Tanzimattan sonra hain oldular. Neden hiç kafa yormadık? Ermeniler niçin Rus ve İngilizlere kandılar? Bütün kabahat onlarda mı? Onlar, bir çok zenaatta esas gücümüzdü. Demek ki kötü yönetim, yönetim zaafı veya yönetim boşluğu, Ermenileri, bu toprakların düşmanlarına yem yapmıştı. Sonuçta onlar da çekti, biz de çektik. Kürtler, yalnızca sadık millet değildi. Onlar aynı zamanda sadık ümmetti. Vatanına, dinine kalpten bağlı tertemiz insanlardı. Nerede şehit bir Türk varsa yanıbaşında bir de Kürt vardı. Ancak o günlerde bu millet, Türk-Kürt diye ayrılmıyordu. Kürtleri de cumhuriyet dönemindeki yanlış yönetimler, yine bu toprakların üzerinde gözü olanlara yem yaptı. Tek parti devrinin zulmü, bölgelerarası uçurumlar, bölge halkını horlamak, aşağılamak, alay mevzuu yapmak, tertip isyanlar çıkartmak, yoksulluk ve cehalet, bugünleri hazırladı. Böylece 30 bin vatan evladı Türkü ve Kürdüyle toprağa düştü. İki taraftan ölenlerin anaları, bu toprakların feryadü figanı oldu. Hep konuşup-yazarız, Çanakkale'de ölen her 10 kişiden biri yedek subaydır diye. Bu 30 bin de aynı şekilde yetişmiş insan. PKK'nın dışarının bir tezgâhı olduğunu anlamayan artık kıt akıllıdır. Derin yara tam kapanıyor derken ve üstelik de idari kadroları dağılmış, başsız kalmışkın terör örgütü tekrar canlandı. Bu ülkenin yeniden 30 bin yetişmiş insanını kaybetmeye, yeniden 150 bin dolar ziyan etmeye ve yeniden 25 senesini öldürmeye tahammülü yoktur. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın milli birlik ve bütünlük içinde demokratik cuhhuriyet vurgusuyla meseleyi tahlil etmesi doğrudur. Demokrasiye dayanmayan cumhuriyet oligarşik rejimdir. Anlaşılan o ki devlet kendini sorgulamaktadır. Her akıllı varlık, gerektiğinde "nerede hata yaptım?" diye kendine sormaktan çekinmez. En evvel ırkçı yaklaşım reddediliyor. Sonra silahın tek çözüm olmadığı vurgulanıyor. Ve en mühimi her türlü problemin demokratik çerçevede ele alınacağı haberi veriliyor. Bunları söyleyen Türkiye Cumhuriyeti başbakanı. Başbakan dünkü Ankara toplantısında ılımlı, dengeli, gerçekçi ve soğukkanlı tavrıyla iki arada sıkışıp kalmış güneydoğu insanı için ümit olmuştur. Bu yaklaşım tarzı, cuma günü Diyarbakır'da önemli müjdeler verileceğine de işarettir. Güneydoğu, devletin şefkatli yüzünü bu ölçüde belki de ilk defa tanıyacak. İnşallah, 12 Ağustos 2005 Tarihi bir dönüm noktası olur, hainlerin elinden propaganda silahları alınır, devlet-millet kaynaşmasına gidilir. Kürt başka, Kürtçü başkadır. Her Kürdü PKK'lı, her örtülüyü ideolojik bir partili görme vahameti sür'atle terk edilmeli. Vücudun hasta uzvunu dikkatle tedavi gerekiyor. Mesele, aydını, askeri sivili hükümetiyle herkesi alakadar etmekte. Önce Ermeniler yem oldu. Sonra bir kısım Kürtler. Allah göstermesin bir bölünme halinde topyekûn yem olur ve yok oluruz. Halbuki, Türkiye dün olduğu gibi bugün de her türlü din, dil ve ırktan bölge mensubu için teminattır. Türkiye, çökerse Orta Doğu yerin dibine batar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.