Bir zamanlar, daha doğrusu yakın zaman önce Kazlıçeşme deri fabrikalarıyla birlikte İstanbullunun sağlığını tehdit eden Haliç, şimdi kültüre beşiklik etme yolunda. İnsanın aklına geldikçe tüyleri diken diken oluyor. O pis, kirli, çamurlu günlerinde Haliç'in toprakla doldurulması dahi teklif edilmiş, ya kabul görseymiş? Haliçsiz bir İstanbul, muhakkak ki noksan kalır. Haliç'i çıkmaz bir sokağa benzeterek bir isim vermek gerekirse çıkmaz Boğaziçidir. Nitekim temizlik arayışlarında ortaya atılan tekliflerden biri de Karadeniz'le birleştirmekti. Nedense bu teklif üzerinde durulmadı. Belki de o söylenti doğruydu, halk arasında Haliç'in altında tarihi eşya, hazineler olduğu konuşulmaktaydı. Güya o zamanlar Japonlar, çıkacak eşyaya sahip olma karşılığı temizlemeye talip olmuşlarmış. Belki de Karadeniz'den gelen coşkun suyun Haliç'te ne varsa alıp açık denizlere götürmesinden korkulmuştur. Altın Boynuz da denen Haliç, o kokan günlerinde ne tarihteki şöhretine ne bu isme layıktı. Şimdi yeniden eski ihtişamlı vakitlerine dönme yolunda. Haliç, her iki yakasından da iyileşiyor, müzeler, parklar, gezi alanları, açılmakta, kültür merkezleri kurulmakta. Bir dönem bu güzel maviliği kirleten Sütlüce Mezbahası artık bir kültür sarayı olma hazırlığında. Haliç için çok şey yapıldı. Balık tutulmakta, sandallar yarışmakta, rüzgârın Haliç suyunu bir ipeği silkercesine katlaması insana hayal gibi geliyor. Daha çok da yapılacak var, kuzeye doğru gittikçe eski günler hatırlanıyor. O en eski güzel günler değil, kötü günler. Kuzey Haliç de acilen temizlenmeli. Keza her iki yakadaki binaların hele hele tarihi binaların elden geçmesi şart. Haliç belediyeleri, Fatih, Beyoğlu, Eyüp, Kağıthane belediyelerinin dayanışma içinde Haliç'e dair fikir birliği yapmaları lazım. Ancak her şey belediyeler, resmi kuruluşlar ve sanat sever işverenlerden ibaret değil. İstanbullu şehrine sahip çıkmalı. Artık şu "nerelisin hemşehrim" lakırdısı bitsin. İstanbul bir medeniyetin adıdır. O medeniyete mensup olmak bir şereftir. Ne var ki mensup olmak için benimsemek ve hazmetmek icap eder. Aynalıkavak Kasrı'nın ne olduğunu ve nerede bulunduğunu bilmeyene tabiî ki İstanbullu denemez. İstanbul medeniyetini meydana getiren ana unsurlardan biri Haliç'tir. Bundan dolayı Haliç'in bir kültür vadisi olarak projelendirilmesi isabetlidir. Fakat bunu yaparken ne arabesk ne yozlaşmış kültür. İkisini de istemiyoruz. İstanbul ortaya çıkartılmalı. İstanbul yaşamalı...