Halk uçağı tanıdı

A -
A +

Bilir misiniz? "Uçak" kelimesi "hava meydanı" karşılığı olarak bulunmuşken, "tayyare"nin yerini aldı. Tayyareyi artık pilotlar daha ziyade kendi aralarında kullanmaktalar. TYH'nin kuruluşu 1933. O günlerden yakın zamanlara kadar halk, uçak, meydan ve uçmak adına ne varsa her şeyi bu şirketimizin zannederdi. Zira kafalarda devletçi zihniyet nasır tutmuştu. Oysa geçen sene teknik kısım dahi "THY Teknik Genel Müdürlük" adıyla ayrıldı. Şu sıralarda hava yolu şirketlerimiz hayli çoğalmış durumda. THY 150 civarındaki filosu, üstün hizmetleri ve disipliniyle dünyanın en iyilerinden. Onur Air, Hollanda'nın bile gözünü korkuttu. Pegasus, sektöre yeni girdiği halde kendini kabul ettirdi. '60-70'li yılların otobüs işletmeciliği heyecanı bugün hava yollarımızda görülüyor. Ulusoy neden hava taşımacılığında yok merak ediyoruz. Kara yolu taşımacılığının en iyilerinden olan bu şirketimizin bir plan ve program dahilinde koşuya katılacağını kuvvetle tahmin etmekteyiz. Hava yolu şirketlerimizin sayısı artıp, fiyatlar rekabete açılınca THY'nin batacağı zannedildi. Hatta diğerleri de batar dendi. Nasırlaşmış devletçi zihniyetten kurtulmak kolay mı?. Tam aksi oldu. THY içeriye ve dışarıya doğru hamle üstüne hamle yaptı, hava taşımacılığımız her yıl birkaç yeni firmayla zenginleşmekte. Böylece nereye varıldı? Halka varıldı . Halk uçağı keşfetti. Bu memleketin gariban halkı önceleri isli-kömürlü kara trenleri tanırdı. Bugün yarım saatte gidilen yerlere üç günde varırdı. Uzun, bitmez yollar, beraberinde öğününü çıkında taşıma adetini, "limi limi ley"li türküleri getirmişti. Sonra kara yolu taşımacılığı hayatımıza girdi. Ama yüreklerin yanmadığı, kazasız, kansız geçmeyen gün yoktu. Ölmeye alışkındık. İki asır boyunca sonu gelmez harplerle içimize kıran girmişti. Sonra da trafik kazalarıyla kırılır olduk. Yıl 1933. Yıl 2007. Halk, vatandaş, bu toprakların ağzında dili olmayan garibanları, '40'larda yabancı sefirler görür de üstündeki yamalardan dolayı mahcup oluruz düşüncesiyle Ulus'tan öte Ankara'nın merkezine sokulmayanların çocukları, bugün yarım yüzyıl sonra nihayet uçakla tanıştılar, medeniyetle tanışıyorlar. Sadece askerlik yapan, vergi veren, korkudan kuzu ve tavuk kesen, tahsildar, jandarma ve baş "baş efendi" önünde pamuğu içinden fırlamış kasketiyle el-pençe durup iki büklüm eğilen insanlar da artık çağın nimetlerinden istifade etmeye başladılar. Salı günü öğlen saatlerinde THY uçağıyla Kars yolculuğu için kabine girdiğimizde zaman tünelinden 50 sene önceye gittiğimizi sandık. Avurtları çökmüş, tıraşsız, yanık yüzlü, kamburu çıkmış, eski-püskü kasketli amcalar, başı bağlı, yüzü ıstırap coğrafyasına dönmüş nineler ve emsali bir yolcu profili. Kendinizi bir yoklayın bakalım hayalinizdeki uçak yolcuları kimlerdir? Ekonominin dinamiği iş adamları, üst tabaka, orta sınıf ve ağzında sakızı cakada- cukkada çiğneyen, kulağında cep telefonu kulaklığı, hostesi, hizmetçisi, pilotu şoförü gibi gören, göbeği-beli açık, kot pantolonu bilhassa eskitilip yırtılmış şımarık tipler. Bahsettiğimiz yolculukta bir karı-kocayla aynı sırayı paylaşıyorduk. Koca 80 Yaşındaydı, kadında ona yakın. Bu yaşa rağmen uçağa ilk defa biniyorlarmış. Kemerin nasıl takıldığını bile bilmemekteler. Nine belli ki utandığından ikramı dahi kabul etmedi. Dönüşte o yaşlardaki bir başka ninenin yürüyen bir merdivenden düşmüş olmasına ne kadar çok üzüldük. Bunlar, şehre indiğinde eczaneye girerken pençeli veya lastik ayakkabısını çıkartmaya çalışanların devamı. Aynı hayat. Bugün bilmez yarın öğrenir, bugün yemeğe utanır, yarın o ikramın sahibinin esasta kendisi olduğunu fark eder, bugün düşer yarın sahip çıkarlar. Ulaştırma Bakanlığı, sessiz sedasız bir devrim yaptı. Her sene İstiklal Harbi şehidleri miktarınca kazalarda kayıp vermekten kurtulmamız büyük ölçüde hava, deniz ve demiryollarının tam olarak hizmete girmesiyle mümkün olacaktır. Unutulmasın ki şu gün milletin onda biri sakattır. Bu sakatların yarısı trafik terörü yarısı bölücü terör yüzünden.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.