TBMM'de olan partileri esas alarak merkez, merkezin sağı, merkezin solu şeklinde bir yapılanma tahayyül edildiğinde bugün için kim merkezde kim diğer yerlerde? Daha düne kadar AK Parti merkeze yakıştırılamıyordu. Bu partinin kurmayları başta genel başkan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere "değiştik" derken Türkiye'nin tek boyutlu jakoben münevverleri, aksini iddia etmekteydi. Halbuki insan yaşar, hataları sevapları olur. Müspet tarafını geliştirir, eksiklerini tamamlar, yanlışlarını tashih eder. Asıl ayıplanacak, hatada ısrardır. Solculuğu, sosyal demokratlığı ne kadar kaldı, var mıydı? gibi itirazlar bir tarafa çizginin solunda CHP bulunuyor. Orada da gelişmelerin yaşanması kaçınılmaz. Şimdilik fikirler merkez üzerine. "Merkez partisi kim?" diye bir soruyu iktidar partisi üyelerine sorduğunuzda "elbette biziz" diyeceklerdir. Ne var ki aynı soruya aynı netlikle DYP ve ANAP da "elbette biz" diyecektir. DYP kendini merkezin sahibi olarak telakki etmekte. DYP, DP-AP çizgisinin mirasçısı. Esas itibariyle çok fazla ağzına almasa da ANAP da ihtiyaç duydukça kendini DP'nin devamı gibi göstermekte. AK Parti'ye gelince... AK Parti, hayır, Milli Görüş çizgisinin değil, belki DP-AP-Özal ANAVATAN'ı yürüyüşünün devamı. Ancak, matematik kaideyle de böyle değil, kendine mahsus bir parti. Yerli değerlerle çağdaş gelişmeleri sentez yapan bir oluşum. Milli Görüş'ü Saadet Partisi temsil ediyor. AK Parti ise artık merkezde. Eğer bir parti içinde bulunduğu meclisin üçte ikisine sahip olmasına rağmen merkezde sayılmazsa orada tarif bozukluğu var demektir. Aslına bakarsanız şöyle bir tarif daha sağlıklı olacaktır. Merkez partisi olmak başka, merkez sağ parti olmak başka. AK Parti, liberal görüşlere daha yakın, yerli, muhafazakâr değerlere bağlı demokrat bir merkez partisi. DYP ve ANAP ise merkez sağ parti. DYP zamanın derinliğinde AK Parti, ANAP, MHP ile çekişecek, bu üç tabandan pay almaya bakacaktır. ANAP, önceleri AK Parti'ye yüklenecek. AK Parti şu ân siyasetin amiral gemisi. Erkan Mumcu başkanlığındaki ANAP, AK Parti'yi sürekli mindere çekmeye zorlayacaktır. İktidar partisi sürtüşmeye girdikçe ANAP kazanır. AK Parti, merkeze kolay gelmedi. Bazıları için hâlâ orada değil. Devam eden başarılarını sürdürürse yerini korur. Artık Türkiye içinde de dışında da iktidar partisi merkez partisi olarak görülmekte. Bir zaman sonra mücadele, belki asıl mücadele DYP ile ANAP arasında cereyan edecektir. İkisi birden şüphesiz ki hükümete yüklenecekler. Fakat merkez sağı temsil bayrağını kapmak için de birbirleriyle rekabete de girişecekler. Bütün bunların olgun şekilde yapılması şart. Mehmet Ağar, soğukkanlılıkla yoluna devam etmekte. Kapkaç, hırsızlık gibi suçlar için "bu bir düşük yoğunluklu isyan" sözü üzerinde ayrıca durulmaya değer çok önemli bir tespit. Erkan Mumcu'nun ise sert başladığı ortak kanaat. Sert günleri, sertlikleri kimse istemiyor. O bakımdan hakaret edilmemeli, teklif üretilmeli. Farklı görüşlere, projelere ihtiyaç var. Çizginin sağında 2 büyük parti zamana dayanır mı? Kim akıllı giderse o kalır, diğeri silinir. Böylece merkez, merkezin sağı, onun sağı, merkezin solu, onun solu şeklinde bir tablo ortaya çıkar. Bu tabloyla AB'ye ve Cumhuriyetin 100. yılına yürüyeceğiz.